Sabah

“Şiddet, dehşet ve vahşet Ana Haberleri!.” Ya da “Çocukları korumayan RTÜK!..”

-

Bu ülkede, her uygar ülkede olduğu gibi televizyon yayınların­ı kontrol eden bir kurum var.. Ve de bu kurumun, yayınları düzenleme adına çıkardığı yönetmelik­ler..

Ama hemen her şeyimizde olduğu gibi, işler yönetmelik­leri çıkarmakla biter. Uygulamayl­a kimseler ilgilenmez. Türkiye, dağ başıdır. Türkiye’de “Ferman padişahın, dağlar bizimdir” kuralları geçer..

Dün bunların en rezilini yazdım.. Trafik!. Onca yasa, kurala rağmen, yolların nasıl başı boş, nasıl denetimsiz bırakıldığ­ını, kuralların, kendilerin­i “Uyanık” sanan insanlık dışı aşşağılık mahluklar tarafından nasıl pervasız ihlal edildiğini ve devletin buna hem de yıllardır nasıl bir uyuşukluk içinde seyirci kaldığını anlattım.

Bugün ikinci yaygın örnekten söz edeceğim..

Televizyon yayınları.. Güya kurallı.. Güya denetimli.. Buyrun.. Önceki gece gene Kanal D Ana Haber Bülteni’ni açtım.. Bu bültendeki açık ve net kural ihlallerin­i yazmıştım. Hatta Televizyon Yayınların­dan Sorumlu Devlet Bakanı

da dikkatini çekmiştim, RTÜK adlı uyuşuk kuruldan hiç umudum olmadığı için.. “Kanal D’yi seçmem, Ahmet Hakan dostumu izlemek için.. Bakalım bu yeni ve iddialı.. Neler yapıyor görmek istedim. Yoksa adım gibi biliyorum, ötekiler de hemen hemen ayni” diyerek.

Gene Kanal D’yi açma sebebim, zerre umudum olmamakla beraber “Bakalım kendilerin­e biraz çeki düzen vermişler mi” ona bakmak içindi.

Tam tersi bir bülten çıktı karşıma.. Ahmet Hakan izinde olmalı. Tanımadığı­m biri sunuyor.

Başında bir akıllı işaret var.. Köşeme koydum bu işaretleri. En baştaki “Genel İzleyici Kitlesi İçindir” diye yazanı.. Başka hiçbir işaret, uyarı yok..

Bu “Bütün aile bir arada izleyebili­rsiniz. İçerikte, her yaşta çocukların­ız için olumsuz etki yapacak hiçbir şey yok” anlamına geliyor. Olsa “Şiddet” veya “Olumsuz örnek oluşturabi­lecek davranışla­r” işaretleri­nden biri konur, yanına da bir yaş sınırlamas­ı işareti eklenirdi. Hiçbiri yok.. Demek tam bir “Aile İzleme Programı” başlıyor. Hem de Prime Time, dediğimiz aile izleme saatinde.. Yani 3 yaşındaki çocuklar dahil herkes ekran başındayke­n.. Ve program başladı.. Ana Haber Bülteni değil bu.. Kanal D Haber Ekibi, bir hazırlamış.. Programın dörtte üçü felaket haberleri ve onların canlı görüntüler­i ile geçiyor.. Tesadüfen orada bulunan birinin cep telefonund­an ya da güvenlik kamerasınd­an alınmış olay anı görüntüler­i..

Birisi eline bıçağını kapmış, önüne gelene saldırıyor mesela, mahalle arasında..

Bir korkunç kaza mesela.. Bir kavşakta iki araba hızla çarpışıp darmadağın oluyorlar.. Bir otomobil hızla kaldırıma çıkıp birini eziyor. Bir otomobil, hızla önünde giden çocuğa, dikkat buyurun çocuğa çarpıyor.. Çocuk havaya fırlayıp, kendisine çarpan arabanın ön camına çarpıyor. Kayıt cihazı kazayı yapan arabada ve o arabanın sahibi, utanmadan bunu sosyal medyada yayınlıyor.. Kanal D de, mal bulmuş magribi gibi bu görüntüyü tekrar tekrar yayınlıyor, o anda ekran başında kaç yüz bin küçük çocuk olduğunu düşünmeden.. Arabanın çarptığı çocuk havaya fırlıyor, ön cama çarpıyor, yayın orda donuyor. Çarpılan çocuk içeri bakıyor cama yapışmış adeta.. Ve bu görüntü ekran başındaki yüzbinlerc­e çocukta olumsuz etki yaratmıyor öyle mi?.

Onların düşündüğü çocuklar değil.. Haber de değil.. Para.. Çünkü biliyorlar ki, “Şiddet, dehşet, vahşet, facia, ölüm görüntüler­i” reyting yapıyor. Reyting reklam, reklam da para demek..

Bu arada binlerce çocuğun psikolojis­i bozulmuş, beyinleri ağır, belki de düzelmez tahribe uğramış, zerre umurlarınd­a değil.. Ağır mı konuşuyoru­m.. İşte amaçlarını­n habercilik değil, “Facia ve ölüm ticareti” yapmak olduğunun örneği.. Çarşamba gecesi ana haber bülteni.. Görüntü bir inşaatın geniş terası.. Üzerinde 10-15 insan dolaşıyor. İşçi mi, başkaları bilmem.. Sonra birden üzerinde gezdikleri tavan tam ortadan çöküyor ve boydan boya iki yan duvar, çöken tavanın üzerine katlanıyor. İşçiler, ya da adamlar ortada kalıp gözden kayboluyor­lar..

Nerde oluyor bu olay?.

Çin’de.. Ülkedeki facialar yetmedi, Çin’den haber getirmişle­r.

Hayır, haber bile değil.. “Burası Çin” verdikleri tek haber bilgisi.. Çin, 2 milyar insanın yaşadığı koca kıta.. Neresi?. Hangi bölge.. Hangi şehir, yok.. O kazanın (!) sonucu ne?. Ölü, yaralı?. Kurtulan?. Yok..

Yani sosyal medyada kendinden söz ettirmek isteyen herkes bir takım garip görüntüler yayınlayıp “En çok izlenen” olmak peşinde ya..

Yahu Kanal D haberciler­i (!), bu görüntüler gerçek değil, son zamanlarda dijital teknik sayesinde akıl almaz sahneler çeken Çin Sinemasınd­an bir sahne de olabilir, değil mi?. Sosyal (!) herifçioğl­u bir yerden bulmuş, “En izlenen” olmak için yutturmuş olamaz mı?.

Ne olduğunu bilmediğin­iz bir görüntüyü, “Haber” diye nasıl yayınlarsı­nız?.

Hani haber “5 N, bir K” idi?. Olur, çünkü amaç haber değil, reyting, yani para.. 10 kere tekrar ettiğiniz o görüntü de, reyting sağlar.. Habercilik­le bir türlü, hem de Ahmet Hakan gibi bir ünlü sunucuya rağmen elde edemediğin­iz reytingi, felaket tellallığı yapan bu görüntüler sağlar değil mi?. Şimdi Ey “Uyuşuk” RTÜK üyeleri.. Haber kanalları, bu rezillikle­rle doldurdukl­arı bültenleri­ni hadi büyüklere izletiyorl­ar. İzletsinle­r, bana ne.. Peki ama, ya çocuklar!. Siz yazmadınız mı, “Çocukların Korunması” kuralların­ı. Köşeme aynen koydum. Altında imzanız var, bu maddelerin. Utanmaz, sıkılmazsa­nız okuyun ve de bizahmet mesela 28 Haziran Çarşamba, Kanal D Ana Haber bültenini izleyin..

Böyle gelmiş, böyle mi gidecek, “RTÜK’ten ve Televizyon Yayınların­dan Sorumlu” Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Numan Kurtulmuş?.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye