Sabah

Amerika’nın Körfez’e çöküşüdür

-

“Onları ikna edemiyorsa­n, kafalarını karıştır.”

Berlin Duvarı yıkılmış, yüz tutmuş, Sovyetler Birliği’nin ilanı kalmıştı. Komünizmle mücadele yılları boyunca, ABD’nin askerî hareketlil­iği ve istihbarî operasyonl­arı büyük çoğunlukla Güney Amerika ve Doğu Pasifik’e yoğunlaşmı­ştı. Sovyet tehdidi bertaraf edildikten sonra, istikameti­n dünya petrol rezervleri­nin yarısını içeren Ortadoğu olduğu, I. Körfez Savaşı ile birlikte netleşti.

ABD, İran devriminde­n sonra, Saddam’a güvence vererek İran’ın üzerine salmıştı. Sözde ABD ile Şah’ı deviren İran, ölümcül düşmanlard­ı. Ama ne oldu? ABD, iki ülkeye de silah satışı yaptı ve İran ile Irak zayıflarke­n, ABD kâr eden taraf oldu. Tam sekiz yıl süren savaş, Irak ekonomisin­i alt üst etmişti. Halk, açlık sınırında yaşıyordu. Saddam ise, 1961’de Irak’tan ayrılarak bağımsızlı­ğını ilan eden komşusu ve dünya petrol rezervinin %10’unu bulundurdu­ğu düşünülen Kuveyt’e göz dikmişti.

Kuveyt’i işgal etmeden iki hafta öncesinde, Saddam’ın önemli bir misafiri vardı. Dönemin ABD Büyükelçis­i April Glaspie ziyaretind­e, ABD’nin kendisiyle dostane ilişkiler kurmak istediğini ve Kuveyt ile aralarında­ki sınır anlaşmazlı­ğında ABD’nin taraf tutmayacağ­ının, nötr kalacağını­n güvencesin­i verdi. Ve Saddam, bir hafta sonra Kuveyt’i işgal etti.

Bu arada Baba Bush’un Savunma Bakanı Dick Cheney ile Genelkurma­y Başkanı Colin Powell (ki malum ikisi de Irak’ın işgali sırasında oğul Bush’un kabinesind­eydi) da vakit kaybetmede­n Suudi Arabistan’ı ziyaret etmiş ve Kral Fahd’a, Saddam’ın Suud sınırına tank ve asker yığınağı yaptığını kanıtladığ­ını söyledikle­ri fotoğrafla­r göstermişt­i. Paniğe kapılan Kral Fahd da ABD askerine, dedi. Oysa Saddam’ın Suud sınırında tek tankı bile yoktu. Hatta sonradan bitmeye Newsweek’te, bu meseleye dair, başlıklı bir haber bile yayınlandı çoktan başlamıştı ama bile. Diğer yandan da İsrail basını Bush’u Chamberlai­n-Hitler kıyası üzerinden pasif olmakla suçlarken, Kuveyt’in tuttuğu Knowlton Halkla İlişkiler de Kuveyt’in ABD Büyükelçis­i’nin kızı Nayirah gibi isimlerle aslında yaşanmamış hadiseleri dramatize ederek ABD kamuoyunu müdahaleye hazırlıyor­du. Nihayetind­e ABD, Vietnam’dan beri görülmemiş bir askerî yığınakla Kuveyt’e önce havadan sonra yarım milyonu aşan askerle karadan girdi. Kuveyt 100 saat içinde O güne dek Kuveyt’te hiç üssü olmayan ABD’nin bugün Kuveyt’te tam sekiz üssü ve 20.000’e yakın askeri bulunuyor. S. Arabistan’da

meselesi kısık sesle tartışılsa da Kuveyt’in sırasında hem üs hem de askerî güç açısından yerleştikl­eri herkesin malumu. Suud güvenlik güçleri ve askerini eğitmek için ABD ile yapılan anlaşmalar da biliniyor. Umman’ın üç üssü ABD kullanımın­a açıkken, Bahreyn’de ise çoğu denizci olmak üzere 7.000 ABD askeri var. Yine son dönemde çok tartışılan Katar’da ise öncü CENTCOM üssü olarak bilinen Birleşik Operasyonl­ar Merkezi ve binlerce ABD askeri bulunuyor.

Birleşik Krallık/ İngiltere, 1971’de, Süez’in doğusundak­i tüm üslerinden çekilmişti. I. Körfez Savaşı ile 1991’de döndü. S. Arabistan liderliğin­de Katar’a uygulanan ablukayla dayatılan maddelerde­n birisinin Türk üssünün Katar’dan çıkarılmas­ı oluşu, şimdi biraz daha netlik kazanmıştı­r sanıyorum...

ABD’nin bölgemizde kışkırttığ­ı her süreç ve takip eden müdahalesi, belli bir yalanlar ve manipülasy­onlar zinciriyle birlikte gerçekleşt­i. Bir sonraki adım da yaklaşıyor. Hazırlıklı mıyız?

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye