Sabah

G.Saray artık ‘Lise’nin OKUL TAKIMIDIR

-

Galatasara­y, hayatında ilk defa Avrupa kupalarına katılan bir takımdan 2 gol yiyor. Bence az bile yedi.

B ülent Tulun geçenlerde A Spor’daydı… Dayanamadı­m canlı yayına bağlandım. Bazı şeyler sordum o da cevap verdi… Tabii ki verdiği cevap kendi dönemi yani Ünal Aysal döneminin cevabıydı. Sizin bu sütunlarda gördüğünüz tablolar arka arkaya 4 önemli dönemin rakamların­ı içeriyor. İtiraz eden varsa buyursun etsin onu da yazarız. Galatasara­y niye böyle? Tartışmaya hiç gerek yok… Galatasara­y Liseliler “Ufak olsun bizim olsun” diyerek kulübü bu hale getiriyorl­ar. Yoldaki Galatasara­ylı taraftarla da dalga geçiyorlar. Bakınız

Adnan Polat diyor ki, “Benden evvelki dönemde bırakın yönetimi, GS Store’lardı çalışanlar­ı işten çıkardım. Mahkemeye versem hepsi hapis yatardı. Ama Ünal Aysal gelince hepsini işe aldılar.”

Galatasara­y’da bazı şeyler değişmiyor. Yıllardır İnan Kıraç vardı. Hala var ama şu anki veliahtı Duygun Yarsuvat. Ekipte Çene Serdar, Ahmet Ocaklı var. Bir de ilave KDV Cenk Ergün var. Kulübe girecek üyeleri onlar seçiyor. Yani Galatasara­y’ın geleceğini belirliyor­lar. Bunlara karşın bir de Fatih İşbecer diye genç, heyecanlı, bilgili ve dürüst bir iş adamı vardı. Bu arkadaşı hiç tanımam. Bir gün dedi ki; “Galatasara­y Kulübü gittikçe fakirleşiy­or, kulüp fakirleşti­kçe birileri zenginleşi­yor.” Peki Fatih İşbecer bunu söyledi ve sonu ne oldu? Ben söyleyeyim. Datça bademi oldu, San Francisco’da yaşıyor. Galatasara­y’da da orta oyunu devam ediyor. Birileri birilerini yine yiyecek. Çünkü o ARGE şirketine yaptırılan araştırma kasada duruyor. Bu dört dönem içinde ARGE şirketinin yaptığı araştırmad­a verdiği belgede en düzgün dönem Adnan Polat… Ben şu anki Başkan Dursun Özbek’e yine soruyorum, “Bu listeyi niye açıklamıyo­rsunuz.” Ya da Adnan Polat’a şöyle bir cümle söylediniz mi, “Senin dönemin yolsuzluğu­n en çok yapıldığı dönem olsa liste çoktan açıklanırd­ı.” Sonra Galatasara­y takımı çıkıyor, hayatında ilk defa Avrupa kupalarına katılan bir takımdan 2 gol yiyor. Bence az

bile yedi. Bu kadar şahsiyetsi­z ve kişiliksiz oynayan bir Galatasara­y takımı görmedim. Normal kulüp başkanları seyirci ile oynuyor. Bunları alan teknik direktörle­r futbolcula­rıyla kişilik savaşına giriyorlar, sonra da Galatasara­y kaybediyor.

Aslında kaybeden Galatasara­y değil, Galatasara­y Spor Kulübü. Uzun zamandır Galatasara­y Lisesi okul takımıdır. Arkadaşlar son yıllarda Galatasara­y’a gelen teknik direktörle­ri şu andan geriye doğru sayalım… Tudor ne yapmış, kariyeri ne? Sıfır… Ondan önceki Riekerink, Mustafa Denizli, Hamza Hamzaoğlu, ondan evvel de Prandelli… Teknik direktörlü­kte ununu eleyip eleğini asan Denizli hariç diğer isimler Galatasara­y’ı çalıştırac­ak kapasitede isimler mi bir bakın.

Peki başkanlara geçelim; şu anda Dursun Özbek… Yolda görseniz tanımazdın­ız. Ondan önce Duygun Yarsuvat, öncesinde Ünal Aysal… Bu başkanlara bakınca ‘Galatasara­y niye buralarda’ tartışmaya gerek yok. Bundan sonra da Galatasara­y’ın işi zordur.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye