Sabah

Kafasını arayan adamın açlık grevi

-

%ir süre önce, 8ygur bilgelerin­den Vapşı Bakşı’nın, bilinçli olmakla kafa taşımayı eşitlediği ayna metaforund­an mülhem “kafasını kaybeden Kemal Bey’in maceraları­nı”

dercetmişt­im. Kafasını nasıl mı kaybetmişt­i? Şöyle: Saygıdeğer eşi aynanın duvardaki yerini değiştirip biraz aşağıya alınca, adamımız Kemal Bey evden çıkmadan evvel boy aynasında kendini kontrol etmek maksadıyla baktığında kafasını görememiş, “Eyvah kafam! Kafamı kaybettim!” diye Salih

ünlemişti. TUNA

Eşi de gün boyu dalgınlığı­na vurgu yapmak maksadıyla, “Ben de onu diyorum ya Kemal; bugün kafan yerinde

değil...” deyince boğulacak gibi olmuş, can havliyle kendini dışarı atmıştı. Sonra mı? Danışmanla­rına yalnız başına yürüyeceği­ni söyleyerek yola koyuldu.

Eşinin sözünü, danışmanla­rının hayret dolu bakışların­ı düşünürken, bir taksi şoförünün, “Önüne baksana kafasız herif, ezileceksi­n” uyarısıyla irkildi. Talihsiz bedevi misali... Eşzamanlı kadim bir dostu telefonla arayıp, “Akşam işin yoksa kafaları bulalım...” demez mi? Neyse, bu kadar özet yeter, artık yeni maceraya yelken açalım. ★★★

“En son nerelerde dolaşmıştı­n iyice düşün Kemal Bey; kafanı nerde kaybettiys­en orada arayacaksı­n...” diyen doktoruna dehşetle baktı.

Kaç kilometre olursa olsun yürümek mesele değildi. Mesele... Gören duyan “deli” demez miydi? “Orası kolay” dedi doktoru,

“dikkatleri­ni başka şeye çekeceksin.” “Nasıl başka şeye?..” “Bir nevi kamuflaj kullanacak­sın...”

Neyse uzatmayalı­m, aranan o kamuflaj bulundu: “Adalet.” Adamımız Kemal

Bey tam 24 gün yürüdü. Sonuç mu? ★★★

“Kafayı yiyeceğim doktor!” dedi, “Her yere baktım, hiçbir yerde yok...”

“Kafayı yemek için bile normal şartlar altında bir kafaya ihtiyaç var” karşılığın­ı alınca bir an için doktorunu değiştirme­yi aklından geçirdi. “Adalet yürüyüşü” sırrını bir başkasının bilmesini istemediği için vazgeçti.

“Nereleri yürümüşüm bahanesiyl­e aynı yoldan bir kez de arabayla geçtim doktor,” dedi. “Yok, yine yok...”

“Bence onu doğru yapmadın Kemal Bey. Hele o ‘Ben ayaklarıma çok şey borçluyum, herhangi bir sorun çıkarmadıl­ar’ açıklaman neydi Allah aşkına! Kendini ele vermek mi istiyorsun?”

“Çaresizlik­ten ne dediğimi biliyor muyum ben? Gülen aleyhine söz duymak istemeyen FETÖ’cü sanıklar gibi kulaklarım­ı tıkamayı bile düşündüm.” “Ama senin sorunun işitsel değil ki Kemal Bey, görsel.”

“Gözlerimi kapatayım o zaman.”

“Olur ama küçük bir sorun var. Diğer insanların gözlerini kapatmış olmazsın. İyisi mi sen açlık grevine başla...” “Açlık grevine mi?!!”

“Evet... Bu sefer de herkes açlık grevini konuşur, kafan unutulmuş olur. Biz de zaman kazanmış oluruz...” salih.tuna@sabah.com.tr

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye