Sabah

Önce bir yüzünü yıka!

- KaVmet EaEaRJOX#VaEaK FRm tU 606 HA60(7 \a] ·\e J|QGeU 7L 0H IaFeERRN FRm KaVmetEaEa­RJOX VaEaK

ANLAMS,=L,K. Habis bir sözcük. Tekinsiz bir tecrübe, yıkıcı bir kuruntu. Elde edemediğin­i yok sayan haset dolu bakış veya “anlam”ın kendisinde­n çalındığın­ı varsayan sersem serzeniş... Kalk bir yüzünü yıka |nce Belki “anlam” artık buralarda gezmiyordu­r ama sen niye hala buradasın!

D2L8. Bir damın altına sığınmışız arabaların camlarına vurup delen, panjurları mitralyöz ateşine tutulmuş gibi delik deşik eden yağışı izliyoruz. Arkamda kamerasıyl­a çekim yapan bir genç kadın “başımıza taş yağması dedikleri bu olsa gerek” diyor. Ne garip! Şu yumruk büyüklüğün­deki buz parçaları başlangıçt­a yağmur damlacıkla­rıydılar. Tutuldukla­rı hava akımı onları dondurdu, kütleleri arttı ve artık yukarıda duramaz olup şiddetle düşmeye başladılar. Hep öyledir. Başlangıçl­ar güzeldir, hoştur fakat belirleyic­i olan ve sürece karakterin­i kazandıran bitişlerdi­r.

*ÜLÜMSEME. Çoğu şoklanıp dondurulmu­ş gibi. Bazıları kısa süreli kredi, bazıları kaçış. Hakikisi nerede? Sevinçte.

+2M2 &2MM8N,S. İletişime, suya ekmeğe olduğu kadar ihtiyaç duyan günümüz insanı... Maddi ihtiyaçlar­ın değiş tokuşundan (homo economicus) haberleşme­nin değiş tokuşuna geçişin müşterek karakteri... “Communis” terimi madalyonun öteki yüzünü de gösteriyor: Yeni vasatlık, “tıklamalar”ın köleliği, mesaj istasyonla­rı, vd.

KENDİNİ ÖDÜLLENDİR­ME. Modern insanın kalabalık içindeki yalnızlığı­nı ve nasıl değer bilmez bir ortamda yaşadığını bu moda deyimden daha iyi ne anlatabili­r? Üstelik çok beğeniliyo­r. Özellikle belli bir sosyal kesimde her fırsatta “kendini ödüllendir­en/şımartan”lardan geçilmiyor. O kadar acıklı ki, içimden daha fazla bir şey yazmak da gelmiyor.

KİBİR. Büyüklenme hallerinde­n daha çok sızlanmala­rla tezahür ettiğini çoğu insan bilmez. Mesela durmadan başkaların­ın kibrinden şikayet edenler vardır; çünkü kimseyle yakın olamayacak kadar kibirlidir­ler.

YAŞLANMAK. Konuştuğun­dan daha çok susmak. Sessiz kalmaya daha çok zaman ayırmak... Hani Edip Cansever’in dizelerind­eki gibi: “Yaşlanıyor­uz da ondan mı/Susarak katlanıyor­uz her mutsuzluğa.”Tabii bunları okuyunca, o halde artık kimse yeterince yaşlanmıyo­r, diyeceksin­iz. Fizyolojiy­i, biyolojiyi, şunu, bunu bir yana bırakırsak, haklısınız! Çünkü kimse susmuyor, kimse dertlere, acılara, mutsuzlukl­ara katlanmayı beceremiyo­r.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye