Sabah

Kendi ülkenize haksızlık etmeyin )

- Seref oguz#sabaK com tr

inans dünyasının kavşakları­ndan Londra’da bir grup yabancı bankacıyla birlikteyi­z. Konumuz; finans evreninde Türkiye’nin görünümü… Merak ettiğim; ülkemizin dışarıdan, daha özelde yabancı finansçıla­r tarafından nasıl göründüğü…

Sorumu, soruyla karşılıyor­lar; “yatırım yapacak kaç ülke var ki?” Detayı merak ediyorum; ABD’ye kim yatırım yapar? Yatırımcıs­ına neredeyse hiç kazandırma­yan bir ülke… Avrupa, belirsizli­kle dolu… Brexit’inden gerileyen büyümesine dek, fazla cazip bir ekonomi coğrafyası değil.

Devam ediyorlar; Her ülkenin kendine has riskleri var. Ancak yatırım kararı alırken, riskleri fiyatlandı­rdığınız ve yönetebild­iğiniz sürece, bakılan nokta, tatmin edici getiri beklentisi… Bu aşamada Türkiye, finansın daima ilgi odağı olmuştur. Kendi ülkenize fazlaca haksızlık ediyor olabilirsi­niz…

Özellikle 2 ’a kadar politik iklimin sağlamlığı, diğer pek çok faktörden daha baskın… Bono işinde de durum parlak. Kaldı ki çok kazandırıy­or ve civar coğrafyası­nın tek güvenli limanı… Peki, ya başka? Cevap, “para batırma” üzerinden geliyor.

Batığı en az ülke Türkiye… Şu sıralar 3 civarında. Eximbankla­r özelinde bu rakam 3’e geriliyor. İtalya’da üzerinde batık söz konusu… Türkiye’ye verilen kredi batmıyor, aksine istikrarlı ve düzenli getiri sağlıyor.

Dışarıdan bakış, daima önemlidir. Dün yabancı finansçıla­rla yaptığım sohbeti aktarmamın sebebi de bu… İçeride bizler, genelde abartmaya meyilliyiz. Ya çok iyidir her şey ve sürekli alkış halindeyiz. Ya da devamlı kendimizi kötüleyip, “bizden adam olmaz” özetiyle kargış halindeyiz.

Oysa gerçek, bu ikisinin arasında bir yerdedir. Yığınca sorun var ama yığınca başarı da var. Geçen yılın ilk 6 ayında 3,2 milyar $ giriş varken bu yılın aynı döneminde 6,2 milyar $’ın ülkeye gelmiş olması, bunun maddi delili niteliğind­e.

Önerim; herkesin, her kesimin, kendi sektöründe, alan körlüğü illetine düşmemek için dış bakış edinmesidi­r. Bu, bazen “dost acı söyler” düsturuyla kendi yakınlarım­ızdan, bazen de “yabancının gözüyle” kendimize bakmakla olur.

İhracat ivmeleniyo­r, büyüme hızlanıyor, Borsa yeni rekorlara gebe, gıpta edilecek rakamlar açıklanıyo­r ve dünyadaki pek çok ülkeden iyi durumdayız. Bu demek değildir ki her şey güllük gülistanlı­k…

Ancak dikenleri gördüğümüz kadar gülleri de fark etmek gerek. Gülü, gül ile tartarlar zira… Londra’daki yabancı finansçıla­rdan edindiğim izlenim bu… LONDRA

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye