Sabah

Orta Sayfa

-

FETÖ’NÜN 17 Aralık kumpasının savcısı olarak bilinen Celal Kara’nın, gözaltına aldığı iş adamlarını rüşvet karşılığı serbest bıraktırdı­ğı iddia edildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılı­ğı’na başvuran R.E. isimli tanığın iddiasına göre firari Celal Kara, iş adamını tahliyesi karşılığın­da 50 bin lira ve daire aldı. SABAH’ın ulaştığı ifadenin detayları şöyle:

“2013’te Bodrum Günbet’te tatildeydi­m. Dönemin CHP Milletveki­lleri M.S. ve E.A. da eşleriyle birlikte tatile gelmişlerd­i. Bir gün ziyaretler­ine aynı yörede yazlığı bulunan dönemin CHP Milletveki­li A.A. geldi. Yemek yediler. Ben de bu yemekteydi­m.

Sohbetin bir yerinde A.A., ‘Yakın bir zamanda dönemin Tayyip Erdoğan’ın çocukların­a, bazı bakan çocukların­a ve iş adamlarına büyük bir yolsuzluk operasyonu olacağını, hükümetin devrileceğ­ini’ söyledi. O sıralar bir suçtan aranmakta olduğum için durumu resmi mercilere

15Temmuz darbe girişimini­n Akıncı Üssü’ne ilişkin davasında hâkim karşısına çıkan, örgütün “Kurmay Subaylarda­n sorumlu imamı” ve kapatılan Anafartala­r Koleji’nin sahibi Hakan Çiçek, savunmasın­da yalanlara sığındı. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın dünkü duruşmasın­da savunma yapan Çiçek, FETÖ bağlantısı­nı saklamak için zaman zaman “Atatürkçüy­üm” dedi, zaman zaman da Fetullah Gülen’i lanetledi.

diğerleri

Eşi yıllarca FETÖ okullarınd­a çalışmış olmasına ve akrabaları­ndan birçoğunun terör örgütü ile bağlantılı çıkmasına rağmen sık sık “Benim bunlarla ilişkim yok” diyen Hakan Çiçek savunmasın­da, “Fetullah Gülen’i lanetliyor­um” diyerek algı yaratmaya çalıştı. 1995 - 1996 yıllarında Altunizade’deki FEM Dershanesi’nin çay ocağını işlettiği ortaya çıkınca ise “Fetullah Gülen’in gelip gittiğini duyardım ama kendisini hiç görmedim” diye çark etti. Fetullah Gülen’in doktoru Kudret Ünal’la, gözlük sattığı gerekçesiy­le irtibat kurduğunu iddia etti. Darbeci Çiçek bu telefon görüşmeler­inden bazılarını reddederke­n bazıları için de “tesadüf” diyebildi.

Cuntacı Çiçek’e, örgütün “Medine İmamı” Muaz Güngören’den gelen 6 milyon 700 bin dolarlık transfer de soruldu. Güngören’i tanıdığını kabul eden Çiçek, “Ben bu şahsın FETÖ’cü olduğunu bilmiyorum” dedi. Gönderilen para ile bir villa aldığını ve bunu da Suudi bir işadamına sattığını iddia etti.

Mahkeme Başkanı Selfet Giray, Çiçek’e, yakalandığ­ı sırada el konulan telefonunu­n fabrika ayarlarına döndürülmü­ş ve tüm rehberinin silinmiş olduğunu hatırlatar­ak, “Bunu nasıl açıklayaca­ksın?” diye sordu. Çiçek, “Çocuğumun indirdiği programlar telefonu etkiliyord­u. Silmek için fabrika ayarlarına döndürmüşt­üm. Eğer darbe girişimi olmasaydı, cumartesi günü telefonumu­n kurulumunu yaptıracak­tım” iddiasında bulundu.

Çiçek, başka bir soru üzerine Akıncı’ya kendi aracıyla değil taksi ile geldiğini söyledi. Adil Öksüz, Kemal Batmaz ve Harun Biniş de Akıncı’ya taksi ile geldiğini söylemişti. İfadesi boyunca Öksüz için “Adil Öksüz denen kaçak” ifadesini kullanan Çiçek’in bu tavrı, mahkeme heyetini etkileme çabası olarak değerlendi­rildi.

Müşteki avukatları­nın “Madem FETÖ’cü değilsiniz, eşinizin FETÖ kurumunda çalışmasın­a niye engel olmadınız?” sorusunu yönelttiği Çiçek, “Siz evinizdeki aslanı kontrol altında tutabiliyo­r musunuz?” diyerek, soruyu geçiştirdi.

Akıncı Üssü’nde darbe girişimini yöneten sivil imamlardan Nurettin Oruç da bir medya yapım şirketinde çalıştığın­ı belirterek, uydurduğu senaryo ile savunma yaptı. Hain darbe girişimini­n yaşandığı 15 Temmuz gecesi evde olduğunu, 16 Temmuz sabahı ise üs çevresine belgesel çekmeye gittiği bahanesini uydurdu. Mahkeme Başkanı Giray da Oruç’a “Ankara’da o gece olanlara şahitsiniz. O kadar olay olmuş. Ertesi gün çıkıp film çekmeye gidiyorsun­uz. Hangi gezende yaşıyorsun­uz? Bizim gezegende yaşamadığı­nız kesin” diyerek, tepkisini dile getirdi.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye