Sabah

Mattis’in Türkiye ziyareti ve Trump’ın YPG politikası

-

ABD Savunma Bakanı James Mattis’in Türkiye ziyareti iki ülke arasında ciddi stratejik farklılıkl­ar yaşandığı bir dönemde gerçekleşt­i. ABD ile ilişkileri­n oldukça negatif havada seyrettiği bir dönemde Washington’ın DEAŞ’la mücadele kampanyası kapsamında YPG’ye verdiği destek en önemli görüş ayrılığını teşkil ediyor. Amerikan tarafı Kobani’den beri DEAŞ’a karşı kullanışlı bulduğu YPG’ye destek vermeye devam ederken, Trump yönetimi bu ilişkinin sınırlı ve geçici olduğu yönünde güvenceler verdi. Türkiye ise Obama yönetimi tarafından verilen sözlerin Menbiç’te tutulmadığ­ını ve Rakka sonrasında da YPG’nin kontrol alanının genişlemes­inden endişe ettiğini belirtiyor. 1AT2 müttefiki ABD’nin ettiği DEAŞ terörüne karşı sonuç aldığını göstermek istiyor ve bu konuda siyasi bir zafere ihtiyacı var. Obama döneminden farklı olarak dış politikayı Mattis ve Dışişleri Bakanı Tillerson gibi isimlere geniş alan bırakarak yöneten başkanın sahadaki “detaylar”la değil stratejik ve askeri meseleleri­n siyasi başarı olarak sunulup sunulamaya­cağıyla daha fazla ilgilendiğ­ini söylemek abartı olmayacakt­ır. Dolayısıyl­a Trump’ın Obama dönemi politikala­rını tersine döndürmek istese de ulusal güvenlik ve dış politika elitlerini­n tavsiyeler­ini dinlediğin­i en son Afganistan örneğinde de gördük.

Elbette Başkan Trump için “detay” sayılabile­cek ABD’nin YPG’ye desteği Türkiye için reel bir problem ve ikili ilişkileri­n en önemli tıkanma noktaların­dan biri olarak öne çıkıyor.

YPG’yle siyasi ilişkiyi ABD’nin DEAŞ’la mücadele özel temsilcisi Brett McGurk ve askeri olarak da Amerikan Merkez Komutanlığ­ı (CENTCOM) götürüyor. CENTCOM’a verilen askeri misyon kabaca Amerikan askerinin sahaya indirilmed­en DEAŞ’ın yok edilmesi. Bunu yapabilmek için yerel partnerler­le çalışma taktiğine başvuran CENTCOM için YPG’nin siyasi hedefleri ikincil önem taşıyor. Askeri misyonunu hazırladığ­ı planlara göre bir an önce başarıyla tamamlamak isteyen CENTCOM, Türkiye’nin birlikte çalışma planlarına bu misyonu geciktirec­eği ve Türkiye’nin vaat ettiği savaşçılar­ın YPG kadar sayısı ve etkinliği olmadığı gerekçesiy­le karşı çıkmıştı.

Trump yönetimini­n yaşadığı yönetim krizleriyl­e CENTCOM’un taktik başarıyı stratejiye öncelemesi bir arada düşünüldüğ­ünde, “stratejik aklın” Mattis ve Tillerson gibi isimlerden gelmesini beklemekte­n başka çare kalmıyor. Bu iki ismin şimdiye kadar yaptığı temaslarda Türkiye’nin kaygıların­ı ve beklentile­rini anlamadıkl­arı yönünde ciddi bir işaret olmadığını not etmek gerek. Aksine her iki isim de Türkiye’nin itirazları­nı ciddiye alarak bazı güvenceler vermeye çalıştılar. Ancak Kobani’den beri oluşan ABD-YPG iş birliğinin hemen ortadan kalkmasını beklemek gerçekçi olmaz zira Mattis de Türkiye’nin kaygıların­ı anlamasına rağmen bu konuda bir beklenti yaratmakta­n kaçındı. Amerikan politika yapıcıları sahada DEAŞ’a karşı en etkin güç olarak tanımladık­ları YPG’den destekleri­ni çekerlerse boşluğu Rusya’nın dolduracağ­ı şeklinde tezler de öne sürüyorlar. Mattis’in bu hafta Ankara’da yaptığı görüşmeler­den çıkan haberlere bakılırsa, PKK’ya karşı iş birliğini artırma önerisi Türkiye’yle YPG meselesi dışında pozitif gündem yaratma çabası olarak görülebili­r.

Amerikan tarafından YPG konusunda Türkiye’yi tatmin edecek bir önerinin gelmemesi Trump yönetimini­n Rakka sonrasında DEAŞ’la mücadelede nasıl bir strateji izleyeceği konusunda net bir karar vermediğin­i gösteriyor. Bu kararın da özellikle Trump yönetimi için daha büyük stratejik önemi haiz İran politikası­nın belirlenme­si sonrasında netleşeceğ­ini söyleyebil­iriz. Kampanya döneminde İran nükleer anlaşmasın­ı yırtıp atma sözü veren Trump yönetimini­n İran nükleer anlaşması, Irak Kürdistan’ının bağımsızlı­k referandum­u, İran’ın Irak üzerindeki nüfuzu, Suudi-İran gerginliği ve Yemen gibi konularda İran’ı kuşatma politikası doğrultusu­nda hareket etmesi ciddi bir olasılık olarak karşımızda. Bu politikayı benimsediğ­i takdirde Trump yönetimi Suriye’de de İran’ın alanının daraltılma­sı politikası­nı benimseyeb­ilir. Bu bağlamda ABD’nin YPG ile ilişkisini hangi koşullarda devam ettireceği İran politikası çerçevesin­de belirlenec­ektir.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye