Sabah

Bayrama doğru

- Mekmet BARLAS

ESKİDEN bayramda küsler barışırdı. Özellikle siyasi rakipler birbirini ziyaret eder ve bu görüşme basında resimlenir­di.

Eskiden bayramlar küslerin barışması ve düşmanlıkl­arın dostluklar­a dönüşmesi için fırsat sayılırdı. Özellikle siyasi rakipler bayram günü mutlaka birbirleri­ni ziyaret ederler ve bu ziyaretler mutlaka basında resimlenir­di. Yarın başlayacak olan Kurban Bayramı keşke bu geleneğin hatırlanma­sına vesile olsa... Ama galiba küslükler dostluk özlemlerin­den daha güçlü bu dönemde.

Güçlendiri­lmiş bellek

Mümkün olsaydı ve siyasetçil­erin bellekleri bir bebeğinki gibi sıfır kilometred­e bulunsaydı... Ya da fıkradaki gibi güçlendiri­lmiş olsaydı bellekler. Bu fıkradaki iki arkadaş karşılıklı oturmuşlar, dün gece yedikleri yemeğin ne olduğunu bile hatırlayam­amaktan dert yanıyorlar­mış. Bunlardan biri, diğerine yol göstermiş...

- Ben de her şeyi unutuyordu­m. Geçen hafta bir doktora gittim. Birtakım ilaçlar verdi. Onları kullandım. Şimdi her şeyi hatırlıyor­um, demiş. Arkadaşı “Aman ben de gideyim o doktora. Hemen adını ver bana” deyince, diğeri arkadaşına “Hani bir çiçek vardır. Çeşitli renklerded­ir. Sapı dikenlidir. Çok güzel kokar. Nedir o çiçek”

diye sormuş.

Arkadaşı “Gül” diye cevap verince bizimki, mutfaktaki karısına seslenmiş: - Gül... Geçen hafta gittiğim doktorun adı neydi? Bellek ve akıl

Belleğimiz ister güçlü isterse güçsüz olsun... Akıllı olmanın ön şartı güçlü bir belleğe sahip olmak değildir. Önemli olan hayatın ebedi gerçekleri­nin farkında olmaktır. Rahmetli Vehbi Koç bu insanlarda­n biriydi. Koç’un 1987’de yayınlanan “Hatıraları­m,

Görüşlerim, Öğütlerim” kitabının sonundaki “Koç’un beğendiği sözler” ekinde özdeyişler var. Bunlardan bazılarını hatırlatay­ım.

- Bir zenginin mezar taşında şunlar yazılıydı: Toplamayı yapar, çarpmayı bilir, hayatta hiç çıkarmayı bilmezdi. Öldükten sonra vârisleri bölmeyi öğrendiler.

- İyi bir damat, kazanılmış bir erkek evlattır. Kötü bir damat ise kaybedilmi­ş bir kız evlattır.

- Tanrım, bana değiştireb­ileceğim şeyleri değiştirme­k için cesaret, değiştirem­eyecekleri­mi kabul için sabır ve ikisini de birbirinde­n ayırmak için akıl ihsan eyle!

Babalar ve evlatlar

- Çocuklar babaları hakkında ne düşünür: 6 yaşında: Babam her şeyi biliyor/ 10 yaşında: Babam çok şey biliyor/ 15 yaşında: Ben de babam kadar biliyorum/ 20 yaşında: Şu muhakkak ki babamın öyle fazla şey bildiği yok/ 30 yaşında: Bir kere de babamın fikrini sorsam fena olmayacak/ 40 yaşında: Ne de olsa babam her şeyi biliyor/ 50 yaşında: Babam her şeyi biliyor/ Tunc 60 yaşında: Ah babam hayatta olsaydı kendisine danışabils­eydim.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye