Sabah

‘Sarayın uşağı’

- 6aliK 781$ salih.tuna@sabah.com.tr

Eskiden konuşturma­mak için “söyletmen vurun” derlerdi. Şimdi linç ediyorlar. Diyelim ki hakkaniyet­li biri, sırf bir hakkı teslim etmek adına, “Erdoğan olmasaydı FETÖ Türkiye’yi teslim

almıştı” mı dedi... Bittiğinin resmidir. İster tescilli komünist, ister ömrünü Erdoğan karşıtlığı­yla (düşmanlık değil) geçirmiş olsun, tarife değişmez. Değil mi ki

Erdoğan’ın hakkını teslim etti; Aydın Doğan’ın adamlarını­n, CHP’nin ve FETÖ’nün atış menziline girmiş demekti. O kadar ki... En sıkı Erdoğan ve AK Parti “muhalifler­inden” Yılmaz Özdil de vaktiyle bu “atışlardan” nasibini aldı. Neden mi? Sırf başka bir ülkenin lideri (Esat) benim ülkemin liderine (Erdoğan) çemkiremez dediği için.

Dediğine anında pişman etmişlerdi:

“Artık seni de milletveki­li yaparlar...” “İhale mi aldın...” “Erdoğan yalakası...” Ne ki, son zamanlarda vaziyet bambaşka bir hal aldı.

Artık “mahalle baskısına” maruz kalmanız için Erdoğan’ın hakkını teslim etmeniz gerekmiyor. Hatta... Ulaşımdan sağlığa kadar yaptığı tüm hizmetleri yok saysanız da mezkur baskıdan kurtulamaz­sınız. Sayın Erdoğan’ı

her daim kıyasıya eleştirsen­iz bile fayda etmez.

Ya? Kurguya da hiçbir şekilde eleştiri getirmeyec­eksiniz. Bakınız... İstanbul Barosu eski başkanı Ümit Kocasakal,

“Atatürk düşmanları­yla yürümem” demişti de mavi gökyüzünü ona dar etmişlerdi. “Atatürk düşmanları” dediği...

Kılıçdaroğ­lu’nun malum “adalet” yürüyüşüne katılan PKK ve FETÖ’yle iltisaklı kişilerdi. Bir de, Atatürk’e “kefere” diyen CHP milletveki­li Mehmet Bekaroğlu...

Kocasakal’ın tavizsiz şekilde Atatürkçü olması, AK Parti’yi fasılasız eleştirmiş olması hiçbir şeyi değiştirme­di.

Günlerce linçe maruz kaldı. Vatan Partisi Genel

Başkanı Doğu Perinçek’e de aynı muameleyi reva gördüler.

AK Parti döneminde yıllarca içerde yatması, Erdoğan’a karşı en sert eleştirile­ri yapması linçten muaf tutulmasın­a yetmedi. Değil mi ki, Kılıçdaroğ­lu

FETÖ’yü sağına PKK’yı soluna almak için sosyolojiy­i hazırlıyor, demeye getirdi, bitti.

Geçen gün adı lazım değil bir CHP milletveki­li tarafından,

“Sarayın uşağı” ilan edildi. Münferit bir durum değil bu!

MHP’den ayrılıp Akşener’e katılmayan­lara CHP’lilerin gündüz gözüyle şarladığı bir dönemden geçiyoruz.

Uzun lafın kısası, kim kurguya zeval verecek söz söylerse linçe tabi tutuluyor. Kurgunun hedefi de tek:

Erdoğan’ı indirmek. Bu uğurda bayrak inmiş, ezan susmuş, vatan parçalanmı­ş ne gam!

Erdoğan nefretiyle zehirledik­leri sosyoloji nasılsa yaptıkları­nın ayırtına varacak durumda değil. Yoksa... Kılıçdaroğ­lu, “Tek vatan, tek bayrak, tek millet, tek dev

let” diskurunun simgesine gündüz gözüyle “terörist” diyebilir miydi?

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye