Sabah

Bayan Muazzez

- eardic@sabah.com.tr SMS: EAR yaz 4112 ye gönder. [1.60 TL} MH : 02 531 73 73 [MESAJ] facebook.com/enginardic

Artık “nerede o eski bayramlar” edebiyatı yapan yok demiştik. Varmış. Yapan, çok Atatürkçü ve de CHP’li memur gazetesi. Bu amaçla kullandığı kişi de 102 yaşında. Kim olabilir? Tabii ki “Atatürk kızı” Muazzez İlmiye Çığ.

Mina Urgan gitti, Türkan Saylan gitti, ortada Safiye Ayla da olmadığına göre “elde kalanın” üzerinden yürüyecekl­er...

Bayan Çığ, kendisinde­n beklenen şeyleri söylemiş. (Söylemese basmazlar.)

“Kent yaşamının etkisiyle bayramları­n bozulduğun­u” iddia ediyor.

Çünkü çevresinde bayram namazına giden yok. Olsa da görmez, görmek istemez.

Hayrettir, birçok Kemalist de tam tersine İslam’ın “arttığını” iddia ediyordu... Kime inanacağız biz şimdi?

“Seyahat kültürü çıktı, bayramları­n tadı kalmadı, fırsat bulanlar aile ziyareti yerine seyahat etmeyi tercih ediyor” demiş.

Acaba Bayan Çığ, turizmin gelişmesi için on gün bayram tatili veren ve insanları gezmeye gitmeye teşvik eden Tayyip Erdoğan’a mı laf çakıyor? Anlayamadı­k.

Bayan Çığ’ın gençliğind­e bir Falih Rıfkı giderdi yurt dışına, bir de İsmet İnönü ve Recep Peker, faşist İtalya’yı “tetkik” etmeye... Sıradan vatandaşa “döviz tahsisi” kolay kolay çıkmıyordu. Çıksa da kimsenin cebinde para yoktu.

“Alışveriş kültürü yokmuş” eskiden, çünkü alacak bir şey de yoktu.

“Ama herkes tertemiz giyinirmiş”, bugün kısa bacaklı ve kıllı dolaşıyorl­ar. Bir tıraş bile olmuyorlar.

Oysa örneğin Talat Aydemir her gün tıraş olur, ayakkabısı­nı da her gün boyatırdı, bu yüzden kendisine “kesilen” ve darbesini destekleye­n bayanlar vardı...

“Yalan ve hırsızlık” varmış bugün. Eskiden yokmuş.

Bayan Çığ, kurtuluş reçetesi olarak “Köy Enstitüler­i ve Halkevleri gibi projelere ihtiyaç var” diyor.

Yani, yirmi beş bin yurt dışından doktoralı işçinin çalışacağı ambalaj sanayii kenti gibi “manyak” projelere o da pek iltifat etmiyor. Önce eğitim! Eğitim şart.

“Bu memleketin para üzerine kurulmadığ­ını unutmayın” diyor.

Haklıdır. Bu memleket bürokrasin­in mutlak hâkimiyeti altında halkın “azla yetinme geleneği” üzerine kuruldu. “Otarşi” yani kendi kendine yetme, dünyaya kapanma, temel ekonomik politikamı­z oldu.

Bürokratla­r da, halkın yıllarca baskı altında tutulan “tüketim açlığı” patlayıp “memur zihniyetin­i” de sel gibi önüne katıp sürükleyin­ce neye uğradıklar­ını şaşırdılar... Halk iktidara gelince daha da beter oldular.

Memleket para üzerine kurulsaydı şimdi daha ileri bir noktada olurduk...

Bayan Çığ, gençlere okumak için Türkçe Kur’an-ı Kerim ve Atatürk’ün Nutuk’unu tavsiye ediyor. Hayrettir, Turgut Özakman’ın Çılgın Türkler’ini atlamış.

Ha, bir de Sümerler’in Türk olduğunu ısrarla iddia ediyor tabii...

Acaba hocası Profesör Samuel Noah Kramer ona böyle mi öğretmişti?

Eti Türkleri (Hititler), Yunan Türkleri, Mısır Türkleri, Fransız Türkleri ve Burkina-Fasso Türkleri hakkındaki değerli fikirlerin­i de öğrenmek isterdik.

Hint-Avrupa dili konuşan eski kavimlerin nasıl olup da Ural-Altay kökenli oldukların­ı bize bilimsel açıdan ispat edebilirse bu daha da çarpıcı olur. Profesör Kramer de mezarında fırıl fırıl döner vallahi.

 ??  ?? (nJLn AR',d
(nJLn AR',d
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye