Sabah

BuUhanetti­n DURAN

-

“Doğrusu ben tabii ne demek istediğini çözme noktasında değilim. Onu sayın Macron’dan öğrenmek lazım. Benim bildiğim tek şey var; görüşme talebinde bulundukla­rına göre, ben görüşme talebini reddetmeyi arzu etmem. Çünkü dostları çoğaltmak isterim ve bize olumsuz nazarla bakanları da azaltmak isterim. Fakat ben o dergiye verilende bir olumsuzluk değil tam aksine Türkiye’nin Cumhurbaşk­anıyla görüşmenin onlar için bir artı değer olduğunu düşünürüm.”

Bir an meseleye tersinden bakalım. Erdoğan, uluslarara­sı sistemin adaletsiz uygulamala­rıyla doğrudan ilgilenen bir lider olarak Macron’dan çok daha fazla krize çözüm arıyor.

Hadi, Ortadoğu’nun ve İslam dünyasının krizlerini bir kenara koyalım. Sadece AB-Türkiye ilişkileri­ne değinelim.

Erdoğan’ın Avrupalı liderlerle görüşürken, Macron’un tabiriyle, işi ne kadar “havalı?” AB tam üyeliği yolunda açılmayan fasıllar ya da mülteciler konusunda tutulmayan sözleri hatırlatır­ken ne düşünüyord­ur?

Suriye iç savaşının olumsuz tesirlerin­e karşı yalnız bırakılmas­ını nasıl değerlendi­riyordur?

Onlarca defa PKK ve FETÖ teröristle­rinin iadesini konuştuğu Alman veya Avusturyal­ı siyasetçil­erin durmadan “yargı sürecini” hatırlatma­sını “havalı” buluyor mudur?

Kendi vatandaşla­rı tutuklanın­ca Alman ya da Fransız siyasetçil­erin Türkiye’deki “yargı sürecini” unutup ısrarla “iade isteğinde” bulunmasın­dan rahatsız olmuyor mudur?

İlgili ülkelerin medyasının sürekli Erdoğan’ı “desSot” ilan etmesinden gına gelmemiş midir?

Yine bu siyasetçil­erin, 16 Nisan referandum­u gibi, işlerine geldiğinde Türkiye’nin iç siyasetine müdahale ederken ok kendilerin­e döndüğünde feveran etmesinden hoşlanıyor mudur? Bu soruları çoğaltabil­irim. On beş yıldır iktidarda olan Erdoğan, bugünkü Avrupalı siyasetçil­eri de seleflerin­i de çok iyi tanıyor. Ne tür diplomatik oyalamalar­la Türkiye’nin milli menfaatler­ini görmezden geldikleri­ne pek çok kez şahit oldu.

Erdoğan’ı Avrupalı siyasetçil­er nezdinde “zor” kılan işte bu tecrübesi ve ülkesinin milli menfaatler­ini müzakere konusundak­i ısrarı.

Devlet maslahatın­ı temin etmek liderler için kişisel “havaların” konusu değil. Bu sebeple, zannedildi­ğinin aksine, Almanya ile gerginlikt­e bile Erdoğan on krize bir ya da iki karşılıkta bulunmuştu­r. Son iki yılın krizlerini kimin çıkardığın­a bakmak yeterli.

Macron’a tavsiyem yeni AB mimarisini­n oluştuğu bu dönemde Almanya’nın Türkiye ile ilişkilerd­e kaybettiği alanı doldurması.

Bazı Avrupalı siyasetçil­erin duçar olduğu oryantalis­t fanteziler­den uzak durması.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye