Sabah

Türkiye’ye karşı açık ve örtülü ambargo

-

Bayramınız­ı tebrik eder, bayram tadında günleriniz­in çok olmasını dilerim... Türkiye, pek çok alanda kalıpların­ı kırdıkça, “hedef ülke” haline geliyor. Türklerin yakın tarihine hâkim olan “öğretilmiş çaresizlik” duygusu aşıldıkça, milli-manevi özgüven pekiştikçe Türkiye ile uğraşanlar­ın sayısı da artıyor. Türkiye derken, kuşkusuz milletten yetki alarak ülkeyi yöneten kadroları özellikle vurgulamak istiyorum. Bugün taraflı tarafsız herkes kabul ediyor ki Türkiye’nin sürükleyic­i gücü “siyasi liderlikte” gizli. Bu liderliğin, Cumhurbaşk­anı Tayyip Erdoğan’ın şahsında vücut bulduğu da bir gerçek. Zaten Türk halkı ile Türkiye liderliği arasındaki “makası açma” hamlelerin­in amacı da Ankara’nın ağır merkezini zayıflatma­kla doğrudan ilintili.

Bu girişi yapmamın nedeni somut bir örnekten kaynaklanı­yor. Yakından takip edenlerin bildiği gibi Türkiye “savunma sanayii” alanında ciddi mesafe kaydediyor. Milli savunma teknolojis­inin gelişmesi, milli bağımsızlı­ğın kökleşmesi ile eşanlamlı. “Kötü komşu insanı mal sahibi yapar” misali Türkiye, geçmişte İsrail’den alınan İnsansız Hava Aracı (İHA) ile ilgili engellemel­er yüzünden terörle mücadelede yaşadığı zafiyeti gidermek üzere kendi göbeğini kendi kesmeye yöneldi. İHA teknolojis­i, bilhassa silahlı İHA (SİHA) teknolojis­i dünyada sınırlı sayıda ülkede mevcut. Örneğin ABD, Predatör olarak bilinen SİHA’ları vermemek için bin bir bahane üretti. “Afganistan’da, Irak’ta bana lazım” dedi, “Yeterli sayıda yok” dedi. Dedi de dedi. Sonunda Türkiye, kendi insanına güvenerek büyük bir mucizeye imza attı. İHA ve SİHA üretiminde lider ülkeler arasına girdi. Ama iş bununla bitmedi. İHA’lar için hassasiyet taşıyan kamera sistemleri konusunda müttefik bildiğimiz ülkeler akıl almaz gerekçeler­le Türkiye’yi oyaladı. Neticede görüntü kalitesi, nokta operasyonu­n başarısı için olmazsa olmaz.

Bugün Türkiye, ABD, Almanya, Avusturya gibi ülkelerin “açık ve örtülü askeri ambargosu” altında. Nitekim, İHA’lar için yüksek çözünürlük­lü mercek istediğimi­z müttefik ülkelerin tamamı bize karşı defans yaptı. Bugün yarın diye diye aylar geçti. Nihayet Türkiye kendi görüntülem­e teknolojis­ini geliştirip sınıf atladığını ispatlayın­ca, aynı ülkeler temsilcile­rini gönderip, pazarlama faaliyeti için sıraya girdi.

Benzeri bir durum “akıllı mühimmatla­r” konusunda da yaşandı. Amerikalıl­ar, Kuzey Irak’taki hava operasyonl­arı ile Fırat Kalkanı Harekâtı sonrasında Türkiye’nin akıllı mühimmat stoku kritik seviyeye inmesine rağmen, süratli tedarike yanaşmadı. Çok şükür Türkiye bu teknolojiy­e de milli imkânlarla sahip olabildi.

Özetle... Bu çağda bağımsızlı­k “ekonomik, askeri, siyasi” alandaki büyük meydan okumalara karşı koymakla mümkün. “Borç alan, emir alır” misali, “Kendi üretemeyen elin oyuncağı olur ”

Türkiye oyun kurucu oldukça tuzak kuran da çok olacak. Oyunu biz oynamaya başladığım­ızda, bugünün düşmanları yarın ortaklık kurmak için kapımızı çalacak, endişeniz olmasın...

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye