Ya Anadolu’da değil de Latin Amerika’da bulunsaydık
+ep “Ortadoğulu olmak bu coğrafyada yaşayanlara büyük
sorunlar da getirir” diye yazarım ya... Meğer bu coğrafyada bulunmaya da şükretmek gerekirmiş. Allah saklamış. Orta Asya’dan gelen atalarımız ya Anadolu’da durmasalardı... Avrupa’yı ve sonra da Atlas Okyanusu’nu geçip,
“ABD’nin arka bahçesi” olarak bilinen Latin Amerika’ya yerleşselerdi...
Amerikan modeli ilişki
Eğer böyle bir durum gerçekleşmiş olsaydı, bugünlerde “ABD acaba ne zaman bizi işgal etmek amacıyla saldırıya geçecek” diye bekliyor olurduk. Bu saldırının gerekçesi de, bir Amerikan mahkemesinin “İran ambargosunu
deldiler” diyerek Türk vatandaşları hakkında aldığı tutuklama kararları olurdu. Bu çerçevede son olarak eski Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan hakkında da tutuklama kararı çıkartıldı ya...
FETÖ sakızı
Ama iş bu kadarla da bitmiyor. Başka bir ABD mahkemesi de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Washington’da PKK’lılara ve FETÖ’cülere karşı koruyan korumalar hakkında benzer bir karar aldı. Bu yetmezmiş gibi Cumhurbaşkanı korumalarına silah satışına yasak getirildi. Adalet Bakanı Gül’ün de söylediği gibi “Bu iddialar aslında Türkiye’de, Türk devletini ele geçirmeye çalışan FETÖ terör örgütü mensuplarınca kullanılmış, atılmış bir sakızdır. Bu sakızı alıp çiğnemek hukuk açısından çok büyük bir skandaldır.”
Amerika böyledir
ABD ile ilişkiler de, hukukun bu ilişkiler çerçevesinde yorumlanma biçimi de, suyun bir yöne akmasına izin verip diğer yöne akmasını engelleyen valf modelindekine benzer. Örneğin bizim mahkemelerimiz Fetullah Gülen hakkında tutuklama kararı aldığı zaman bunun ABD açısından bir anlamı yoktur. Ya da PKK/PYD terörü Türkiye’yi vurduğu zaman ABD bunu hiç hesaba almaz ve onları silahlandırır. Eğer ABD’nin kafası kızarsa Şili’de Allende’ye karşı darbe yaptırır, Panama’yı işgal edip Noriega’yı Şikago’da bir cezaevine tıkar, Venezuela’yı işgal ile tehdit eder...
Pis kokular
Biz yine soğukkanlılığımızı koruyalım ve söz konusu durumlara ilişkin olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı açıklamaları hatırlayalım... “-
Bu işlerin arkasından çok pis kokular geliyor. Rıza Zarraf olayı da Halkbank genel müdür muavini Hakan Bey’de de öyledir. Benim son ziyaretimde Washington’da Büyükelçiliğimizin önünde PKK terör örgütü mensupları bize adeta saldırıyor gibi gelirken ABD’li yetkililerin herhangi bir tedbir almaması bu pis kokunun ifadesidir. Benim korumalarım hakkında soruşturma açtılar. Hatta olay günü orada olmayan korumalarıma, eşimin iki koruması bayan, onlara da aynı şeyi yaptılar. Bu ABD’nin düşmüş olduğu aczi gösteriyor.”