Sabah

Sol tarla da sürülmüş

-

ABD’nin elinde tuttuğu Rıza Zarrab kartını bugünlerde devreye sokması tesadüf değil. Bunun bölgedeki siyasi gelişmeler­le ilgili olduğunu, “Türkiye’yi

sıkıştırma” hedefi taşıdığını görmemek için kör olmak gerekiyor. Ama ne yazık ki Türkiye’de o kadar çok siyasi kör var ki, bu çıplak gerçeği bile görmüyor, görmek istemiyor.

FETÖ’cüleri falan geçtim, asıl vahim olan ABD’nin Türkiye’ye karşı başlattığı bu siyasi savaşı sevinç çığlıkları­yla karşılayan sol kesim. ABD’li savcının işin içine eski Bakan Zafer

Çağlayan ve Halkbank eski genel müdürü

Süleyman Arslan’ı katması hatta daha da ileri götürmesi ihtimali, en çok solcuları sevindirdi.

“ABD sopanın ucunu gösterdi” diye döktüren döktürene... Bir tek zil takıp oynamadıkl­arı kaldı. Tıpkı “sosyalist PKK”nın

“Biji Obama” demesi gibi... Bu sevinç kampanyası­nın başını da FETÖ’nün yörüngesin­den çıkamayan ve yasadışı belgeleri kullanan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğ­lu çekiyor: “Türkiye Cumhuriyet­i’nde bakanlık yapmış birisinin ABD’de yolsuzluk davasında yargılanma­sını ben içime sindiremiy­orum.” Yardımcısı Aykut Erdoğdu da aynı şeyi söylüyor: “Bu rüşvetler Türkiye’de alınıp verilmiş rüşvetlerd­i.”

Hiç alakası yok. CHP’nin iki önemli ismi de doğru söylemiyor. Bir kere ABD’de açılan dava yolsuzluk davası değil. Türkiye’nin İran ambargosun­u delmesi davasıdır. ABD müesses nizamının buna çıldırması normal de Türkiye’dekilere ne oluyor?

Aslında bir solcu için üzerinde durulması gereken ve derin boyutu olan bir siyasi duruş bu. 2008 küresel finans krizi sonrasına dayanan bir geçmişi var. O tarihlerde başta Çin olmak üzere birkaç ülke ABD’nin küresel parasal sistemini delmek istedi ama başaramadı. Türkiye bunu deldi ve tam da bu yüzden o günden sonra hem içeriden hem dışarıdan kuşatmaya alındı. Karşımızda böyle bir tablo var.

Peki, sürekli antiempery­alist mücadele geçmişiyle övünen CHP ve sol, neden işin bu yanını görmüyor? Neden ABD’nin Türkiye’ye “Sen İran’la ticaret yapamazsın, benim koyduğum kuralları delemezsin” demesine bir şey demiyor?

Bu nasıl antiempery­alist tavır? Son dönemlerde dikkat edin, solun önemli bir kesiminde ABD emperyaliz­mine karşı bir sessizlik var. Bu Gezi kalkışması­yla başladı. O süreçten sonra da ne zaman ABD ile AK Parti arasında bir problem çıksa sol çevre seviniyor. Hatta “ABD Erdoğan’ı çizdi” diye bu seslendiri­ldi de... Tabii sol-ABD arasındaki bu paradoksu görüp, Evrensel gazetesi gibi timsah gözyaşları dökenler de var. “Türkiye’nin adalet arayışında­ki, ‘Temiz Türkiye arayışı’ndaki vatandaşla­rı için de gerçekleri­n üstündeki perdeyi kaldırmayı ABD’den beklemek, üzüntü vericidir.” Yani Türkiye’de yaşanan gerçekleri­n üstündeki perdeyi ABD aralayacak, öyle mi? Solun ABD emperyaliz­minin adaletinde­n medet umar hale gelmesinde­n daha utanç verici ne olabilir?

Tam bu noktada rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun önemli tespitini hatırlıyor­um: “Bizim tarlayı sürmüşler...”

Sadece sağın mı? Solun da tarlası sürülmüş... Solun darbelerle ve Batı ile ilişkisine bakınca bu gerçek çok daha net görünüyor. Onlarca işaret var. 71 Muhtırası’nda açığa çıkan sol örgütlere sızmalarda­n söz etmiyorum, solun “sömürgeci-Batılı” zihniyetin uzantısı ithal ideolojisi­nden söz ediyorum. Bu yüzden solun ezici çoğunluğu bırakın “milli” olmayı tarihi boyunca “yerli” olamadı. Bu damarı savunan solcular da sol tarafından hep ötekileşti­rildi. Şimdi anlaşılıyo­r ki sol tarla çok daha derin sürülmüş...

 ??  ?? MDKmXW g9ÜR
MDKmXW g9ÜR

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye