Yargıçlık yapmayın, ne olur!..
Halil Sezai, konseri başlamak üze reyken babasının ölüm haberi ni almış.. Buna rağmen çıkmış, söylemiş şarkılarını..
Bizim millete, hele medya ve sosyal med yaya bundan iyi tartışma konusu olur mu?.
Hele ortada “Gösteri devam etmeli” diye bizim dünya dillerinden tercüme ettiğimiz bin yıllık “Show must go on” lafı varken..
Başladık tabii..
Ruh hali.. Karakter.. Çevre.. Kişisel inanç lar.. Bir milyon madde ile ayrılır insanlar.. İkizler bile farklıdır.
Halil Sezai niye konseri iptal etmedi, bilen var mı?. “Gösteri devam etmeli” kura lı değil de, kişisel ruh hali, o şoku atlatmak için önünde hazır oyalanma yolunu seçmek, o kalabalığa bakıp yalnız olmadığını görmek mesela.. Yüksek sesle düşünüyorum.
Kendimi dimdik durmaya zorladım. Tek göz yaşı dökmeden.. “Kardeşlerim bana rahat yaslansın” diye düşündüm o gün, çünkü.. Orta direk gidince, o an kim uygunsa o orta direk olmalı, ailede..
Komutan savaşı bırakır mı, “Annen öldü” haberi gelse!.
Görevler, sözler ikiye mi ayrılır “Yapılacak, tutulacak” ya da “Unutulacaklar” diye..
İnsanların böylesi kişisel durumlarda kişi sel kararlarına saygı göstermeliyiz..
Hele sevgili Mevlüt Kardeşim gibi “O ruh hali ile kötü konser vermek, seyirciye saygısız lıktır” demeyin sakın, en önemli müzik türle rinden biri “Ağıt” ölümün hemen ardından, spontan, yani anında yakılan şarkılardan olu şan ülkemizde..