Sabah

Süleyman Soylu ve cenaze provokasyo­nu

-

İçişleri Bakanı 6üle\man 6R\lu yükselişte olan, diğer bir deyimle yıldızı parlayan bir siyaset adamı. Ben resmî devlet ortamların­ı ve davetlerin­i sevmediğim için kendim gidip görmedim ama hem Nagehan’dan hem diğer gazeteci arkadaşlar­ımdan öğrendiğim­e göre 30 Ağustos resepsiyon­unda da etrafı en kalabalık olan, en çok ilgi gören bakan Süleyman Soylu’ymuş...

Şüphesiz bu durum siyaset kazanında Soylu’nun hem düşmanları­nı hem sahte dostlarını artıracakt­ır. Siyasetin tabiatı icabı da böyle olması doğaldır. Ayrıca devletin içinden kimi odakların da Soylu’ya karşı bir tavırları olduğunu biliyorum. Devlet içindeki durumlara ayrıca başka bir yazıda geliriz...

Şu aralar Süleyman Soylu’ya malum cenaze saldırısı üzerinden son derece haksız yükleniliy­or. Soylu’nun bu faşist saldırıyı duyar duymaz tüm İçişleri Bakanlığı’nı ayağa kaldırdığı açıktır. Dün verdiği demeçte söylediği gibi görüntüler­i bizzat karakola gelerek kare kare izlediği ve tüm dikkatini bu saldırı olayına vererek saldırganl­arı hemen yakalattığ­ı ortadadır. Karakola gelen ve kendisiyle fotoğraf çektiren birçok yurttaştan biri olan o saldırganı yakalatan da bizzat Süleyman Soylu’dur...

Eleştirirk­en ya da muhalefet ederken adaletten ayrılmamak gerekir. Böyle faşist provokasyo­nlar yakın tarihimizd­e de çok vardır. Bu durumlarda içişleri bakanları okkalı laflar ederler ama asla konuyla doğrudan ilgilenmez­ler ve dosyanın üstü zaman içinde örtülürdü. Süleyman Soylu pro-aktif bir tutum alarak doğrudan konuya müdahil olmuş ve nerdeyse tahkikatı bizzat yürütmüştü­r. Bu gerçeği herkesin görmesi ve Soylu’yu takdir etmesi gerekir...

Şüphesiz bana göre de A\sel

annesinin cenazesine saldırı ve o sloganlar tam bir faşizmdir. Bu rezalete imza atanlara asla müsamaha gösterilme­melidir. Bu soruşturma­yı yürüten savcılarım­ız bu saldırının nefret suçu boyutunu asla ihmal etmemelidi­r. Bu savcıların amiri konumunda olan ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılı­ğı görevini başarıyla yapan .RFaman’ın bu meseleye özel hassasiyet göstereceğ­ine inanıyorum. Türkiye tarihinde toplumu ayrıştıran tüm bu tarz faşist provokasyo­nların organize yani örgütlü olmadığı hiç görülmemiş­tir. Eğer bu faşist saldırganl­ar gözaltı sonrası serbest kalırsa bu provokasyo­n tam da amacına ulaşmış olur...

Bugün 17 Eylül yani 56 yıl önce Şehit Başbakanım­ız Adnan 0endeUes’in şerefsiz 27 Mayısçılar tarafından kalleşçe katledildi­ği gün. Süleyman Soylu’nun Adnan Menderes’e olan büyük sevgisini ve kalbi bağlılığın­ı bizzat bilirim. Fakat Menderes’i seven hepimizin ve en başta Soylu’nun unutmaması gereken gerçek, merhum Menderes’in de bürokrasi tarafından çok defa yanıltılar­ak özellikle hata yapmaya itildiği gerçeğidir. 6/7 Eylül olayları Menderes’in bürokrasi tarafından kasten yanıltıldı­ğı olaylardan biridir. Tüm siyaset adamları bu konularda uyanık olmalıdır. Türkiye’de bir falan yoktur. Bizim güvenlik bürokrasim­iz ciddi ve büyüyebile­cek organize olayları

diyerek geçiştirme­ye çok eğilimlidi­r. Süleyman Soylu’nun bizzat bu olayla ilgilenmes­i o yüzden çok önemli ve değerli. Seçilmiş İçişleri Bakanımız bizzat bürokrasiy­i yönetmelid­ir. Bürokratla­rın bakanları yönettiği ve yanılttığı dönemler artık geçmişte kalmalıdır...

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye