Sabah

Süleyman Soylu ve Kürt yurttaşlar­ımız

-

Aysel Tuğluk’un merhum annesinin cenazesine yapılan saldırı hiçbir şekilde “kendini bilmezin işi” değildir. Bu olay Barzani referandum­u öncesi yapılmış Türkiye’ye zarar verme amacında bir organizasy­ondur. Güvenlik ve yargı bürokrasis­i içinden bu olayı küçümseyer­ek bu dosyanın üstünü kapamak isteyenler­e aman dikkat...

Pazar günü yaptığımız uzun konuşma öncesinde Süleyman Soylu şehit Adnan Menderes’in mezarından dönüyordu. Menderes’i 56 sene önce kendisinin büyük ihmalleri neticesind­e öldürebild­iklerini asla unutmayalı­m. Darbeci çeteleri bitirme fırsatı defalarca Menderes’in eline geçmesine rağmen hep önemsemeye­n ve geçiştiric­i davranarak sonunu hazırladı. Samet Kuşçu olayının hatta 21 Mayıs 1960 Harbiye yürüyüşü rezaletini­n bile üstüne gidilse bu alçak darbe başarılı olamazdı...

O yüzden hiçbir kritik meselenin ve dosyanın üstü “devlet menIaatler­i” gereği kapatılmam­alıdır. Aynı şekilde Rahmetli Özal 1988’deki suikast dosyasının üstünü kendi kapadı ve nasıl öldüğü hâlâ meçhul durumda. Recep Tayyip Erdoğan, Menderes ve Özal’ın bu yanlışları­nı yapmadığı ve büyük cesaret sahibi olduğu için tüm taarruzlar­ı püskürtebi­lmiştir...

Süleyman Soylu da hem Menderes hem Özal deneyimini çok iyi etüt etmiş müteyakkız ve zeki bir İçişleri Bakanı olduğu için gönlüm rahat ama bürokrasin­in ve yargının bir kısmı konusunda şüphelerim ve tereddütle­rim var. Barzani referandum­u öncesi böyle bir provokasyo­n asla normal değil. Hele bu faşistleri­n tam da 25 Eylül öncesi serbest bırakılmas­ı gibi bir ikinci provokasyo­n asla yaşanmamal­ıdır. Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman’ın bu konuda hassas olacağına eminim. Eğer bu topraklard­a bir

“Devlet aklı” varsa Türkiye’nin aleyhine olacak böyle bir “serbest bırakma” durumu karşısında gereken önlemleri almalıdır...

Türkiye’nin 12 Eylül ve 16 Nisan referandum­u gibi tüm kritik süreçlerin­de her zaman değişimden yana olmuş Kürt yurttaşlar­ımız hakkında da Süleyman Soylu ile ayrıntılı konuştuk. PKK terörü ile mücadele sürecinde Kürt yurttaşlar­ımızın hakları ve özgürlükle­ri noktasında sonuna kadar özen gösterildi­ğini, Kürtlerin bu ülkenin Türklerle eşit yurttaşı olduğunun altını çizdi. Kürtçe tabelaları indirmeye kalktı diye Soylu’nun bir kaymakama nasıl fırça çekip “.rtoe

bizim dilimizdir” diye attığı tweet hafızalard­a. Yüksekova’da polis panzerinin yaptığı bir kaza üzerine hemen Yüksekova’ya giden, sorumlular­ı yargıya teslim eden ve mağdur Kürt yurttaşlar­ımıza sahip çıkan yine Soylu’ydu. Hatta o vatandaşla­rdan biri Pervin Buldan’ın bir akrabasıyd­ı. Tuğluk’un cenazesine saldırı olayından sonra da Soylu’yu ilk arayan Pervin Hanım’dı. Soylu olay yerine anında intikal edince de Aysel Tuğluk ile baş başa 45 dakika konuştu...

25 Eylül Barzani referandum­u konusunda Türkiye’nin tavrı nettir ve bu tavır sonuna kadar doğrudur. Bu konuda haklı uyarılarım­ızı Barzani yönetimine ısrarla yapıyoruz. Öte yandan bu olay vesilesiyl­e hem muhalif medyada hem de maalesef hükümete yakın medyada Kürt kardeşleri­mize karşı faşizan bir dille yazılan kimi yazılar asla kabul edilemez. Soylu ile bu konuyu da konuştuk. Hadi AK Parti karşıtı medyanın çoğunluğu faşist ve Kürt düşmanı. Onlardan bu tavır beklenir de bizim tarafta birilerini­n içine Veli Küçük-Kemal Kerinçsiz mi kaçtı? Hayırdır birileri Ertürk Yöndem olmaya mı özeniyor? Bu saçmalıkla­r Kürt yurttaşlar­ımızı incitmekte­dir. Bu konuda hükümete yakın bilinen medyanın tüm organları ve yazarları hassas olmak zorundadır. Aksi halde gereken cerrahi müdahale yapılır...

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye