Asıl bunlar ne ayak ya da neyin ayağı? *
azetelerde, medya sitelerinde manşet:
“:ashington Post’tan skandal yazı! Gazetenin başyazısında Türkiye’ye belirli silahların satılmaması için ABD Kongresi’ne çağrı yapıldı!” Flash flash flash! “ABD’li senatör Erdoğan’ın korumalarını sordu...”
Nedir bu medyamızın telaşı, hiddeti, gerçekten anlamıyorum.
Çünkü bunların haber değeri bile yok!
Zira ABD’deki neoconların, yerleşik medyanın, FETÖ’cülerle ilişkideki yargıçların ve senatörlerin Türkiye aleyhine olması normal.
Son tahlilde adamlara sorsanız ülkelerinin yanında duruyorlar. “Rakip,”“tehdit” gördükleri bir başka ülkenin aleyhine yazılar yazıyor, lobi kampanyaları düzenliyorlar.
Ama haber değeri taşıyan benzer açıklamalar, yazılar da var.
İşin ilginç tarafı, bunlar da gereken alakayı” görmüyor.
Örneğin bir medya sitesi ya da yazar çıkıp da;
Cumhurbaşkanı’nın ziyaret öncesi “iyih aberalankaynaklarayakınkaynaklar”a dayandırılan “kulisleri” yazanlara...
Zerrab’ın, Çağlayan’ın davasından dem “ilgiyi, vurup, haklarında tutuklama kararı çıkartılan korumalardan bahsedip... FETÖ’nün kafaladığı, para verdiği savcılara “Bak Türkiye Cumhurbaşkanı da ABD’ye geliyor” diye çaresizce işaret fişeği çakanlara... “Erdoğan kendi gidemez, Başbakan Binali Yıldırım’ı gönderir diyorlar” diyen Ankara gazetecilerine... “Yahu asıl siz ne ayaksınız” diye sormayacak mı? Ya da seçmenler, aklı başındaki parti yöneticileri; Cumhurbaşkanı’nın yıllardır resmi olarak yakın korumalığını yapan polis memuru Ali Erdoğan sanki sadece yeni görmüş gibi ABD polisine adeta “ihbarda” bulunan... “Korumaları aranıyor diye ABD’ye yeğenle gitti” diyebilen CHP milletvekili Ayata’ya... ABD Başkanı Trump’ın BM kürsüsünden Türkiye’ye mülteci politikalarından ötürü “teşekkür ettiği” saatlerde... “Cumhurbaşkanıyla hiçbir lider görüşmek istemiyor” açıklaması yapabilen CHP genel başkan yardımcısına... “Yahu siz hangi ülkenin vekili, neyin ayağısınız” diye çıkışmayacaklar mı? Haklısınız, sorsalar, çıkışsalar böyle olmazdı.