Bir “Baba”nın göz yaşları..
Madem ben dolandırıcılık yapmı şım, neden bunca zaman mahkemeye gitmemiş ler de, şimdi bir gazeteciye konuşmuşlar?. O gazeteci neden beni arama gere ği duymadan bu iddiala rı, gerçek gibi haber yapmış?. Köşenizde ‘Meslek Kuralları ve Etiği’ konusunda adeta ders verdiğiniz için sizi aradım..”
Anladınız tabii.. Mustafa Uslu’ydu arayan.. Türkiye’yi bu yıl Oscar Ödülleri, “En İyi Yabancı Film” dalında temsil ede cek
Günaydın iki gün üst üste, Uslu hak kında, çok çirkin iddiaları “Ayla skandalı” başlığı ile haber yapmış ve ben de yapılan işin yanlışlığını anlatmıştım.
Tek taraflı iddiaları, “Gerçekleşmiş olay” gibi sunmak da meslek etiğine aykırıydı. Onları yazmıştım.
Ayla, yıllar sonra, Güney Kore’nin hazırladığı bir belgeselle öğrendiğimiz, gerçek olaya dayanan bir filmdi. Kore savaşlarında bir astsubayımız gece kar lar arasında donmak üzere olan bir küçük çocuk buluyor, onu alıp karar gâha getiriyor ve adeta evlat edinip, hayatını kurtarıyor du. Ne var ki, yurda gelirken, bürokrasi, o küçük kızı yanına almasını engellemişti.
“Ayla” adını verdi ği o küçük kızla, Süleyman Astsubay, aradan onlarca yıl geçtikten sonra buluştular.
Kollar sıvandı. 90 yaşın üzerindeki Süleyman Astsubay bulundu. Onunla yasal anlaş malar yapıldı. Senaryo hazırlandı. Film çekildi. İzleyen uzman gurubu çok beğen di. Kültür Bakanlığı da “Ayla”yı, 2016 Oscarlarında ülkemizi temsil etmek üzere seçti.
Ayla, Oscar’da 85 yabancı ülke filmi ile yarışacaktı. Adaylar arasında, ger çek öyküye dayanan tek film oydu. Günümüzde, Kuzey Kore gene ortalı ğı karıştırmaya başladığı, filmin geçti ği dönem yeniden gündeme geldiği için, Ayla daha Oscar havasına girilmeden rakiplerinin bir adım önüne geçti. Ekip, oy verecek Akademi Üyelerinin yaşadı ğı Los Angeles’te PR çalışmalarına başla mak üzere çalışırken,
Mustafa Uslu “Hakkımda yapılan tüm ithamları teker teker çürüten belgeleri size yollayacağım” dedi, telefonda..
On dakika sonra tüm dosya mailim deydi.
Uslu’yu itham eden Sebahat Dilbirliği, Süleyman Astsubay’ın kızıydı. 94 yaşın daki babasıyla arası açıktı. Son on yılda babasına şiddet uyguladığı iddiası ile karakolluk olmuş, bir defasında mahke me, kızın, babasının evine yaklaşması na yasak koymuştu.. Baba kız arasındaki anlaşmazlıklar bu tek taraflı karalamaların sebebi olabilirdi.
Dosyada, Günaydın’da “Skandal” baş lığı ile çıkan tüm iddia ve ithamların bel geleriyle yanıtları vardı. Bugün bu köşenin tamamında o belgeleri ve Uslu’nun yanıt larını bulacaktınız.
Ama sabah gazetemi elime aldığım da Günaydın ekimizi gördüm. Bu defa Uslu’ya ulaşmışlar, onunla konuşmuşlar, cevaplarını ve sunduğu belgeleri almışlar, hemen hepsini de yayınlamışlardı.
Özellikle magazin dünyamızda çamur atmalar pek bir moda, pek bir rağbette. Hele sosyal medya linççilerinin yalan yan lış haberleri akıllara seza..
Böyle bir haberi işleme kararı verildi ğinde sanırım bundan böyle karşı tarafı da mutlak dinleyip, “Eksik” değil, “Tamam” haberlerle sizin karşınıza çıkacaklardır.
Eskiler “Bir musibet, bin nasihatten evladır” demişler, değil mi?.