Cumhurbaşkanı AB konusunda hepimize tercüman oldu

TBMM’nin yeni döneminin açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle Avrupa Birliği konusunda Türk halkının çoğunluğunun duygularına tercüman oldu. Kapısında yarım yüzyılı aşkın süredir bekletildiğimiz ve eski Demir Perde üyelerinin de üye oldukları AB, şimdi Ukrayna’yı da üye yapmak konusunda adımlar atıyor. İşin kötüsü Türkiye ile AB arasındaki tek sorun üyeliğin sürekli savsaklanması değildir...

Cumhurbaşkanı Erdoğan bu konuyu şu şekilde dile getirdi:

“- Terör örgütleri ile mücadelemizde bizi en çok hayal kırıklığına uğratanların başında AB ülkeleri geliyor. Biz diyoruz ki, PKK bölücü bir örgüttür, terör örgütüdür, devletimizi yıkmaya çalışmaktadır. Biz diyoruz ki, FETÖ bir ihanet çetesidir. Başlattığı darbe girişiminde 250 vatandaşımız şehit olmuştur. Avrupa ülkeleri bunun karşılığında hiçbir şey yapmıyor.”

“- Bugün Avrupa, Türkiye’nin meşru yönetimine karşı her türlü organizasyonu yapabildikleri bir yer haline gelmiştir. Şu anda bakıyoruz, kıtanın her köşesinde teröristleri yücelten broşürler dağıtılıyor, stantlar kuruluyor.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan üyeliğin savsaklanması konusuna da şöyle değindi:

“- Türkiye’nin ilk başvuruyu yaptığı 1963’ten beri göstermiş olduğu bu tavrı AB’nin yanlış anladığını görüyoruz. Bu süreci bitiren, havlu atan, vazgeçen taraf biz olmayacağız. Aslına bakarsanız, bizim AB üyeliğine ihtiyacımız da kalmamıştır.”

“- Şayet bugün AB bir atılım yapacaksa, bunun tek bir yolu vardır, o da Türkiye’yi üye yaparak, gerçek anlamda bir ekonomik ve kültürel genişleme hamlesini başlatmasıdır. Eğer AB bunu yaparsa, biz buradayız, Avrupa’nın geleceğine katkı vermekten memnuniyet duyarız. Yapmazsa da bizim için hiç fark etmez; kendi yolumuzda ilerlemeyi sürdürürüz.”

Güneydoğu’dan her gün şehit haberlerinin geldiği, örtülü bir savaş halinin sürdüğü ve Türkiye’ye dönük dış kaynaklı komploların her gün sahnelendiği bir ortamda sorusunun cevabını da Cumhurbaşkanı şu şekilde verdi:

“- OHAL’e yönelik birtakım nitelemeler var ki kabul edilebilir değil. Türkiye’nin olağanüstü tehditlerle karşı karşıya bulunduğunu kim inkâr edebilir. Olağanüstü tehditler olağanüstü tedbirleri gerektirir. OHAL’den zarar gören kimse olmamıştır. Terörle mücadeleye yönelik ihtiyaçlar kalktığında elbette OHAL de sona erecektir. Terörle mücadelede kararlılığımızı sonuna kadar devam ettireceğiz.”