Sabah

Berlin’den notlar...

- Fahrettin.altun#saEah.Fom.tr SMS: FA \a] ’\e Jönder. . TL MH:

Büyük bir çelişki bu. Toplumun hatırı sayılır kesimi ırkçılığı açıktan savunuyor. Yabancı düşmanlığı­nı sadece hoş görmüyor, onu dört başı mamur bir siyaset felsefesi olarak telakki ediyor. Toplumun bir diğer bölümü ise bu durumdan hoşlanmıyo­r, hatta bu durum onları ziyadesiyl­e tedirgin ediyor. Çünkü bu düşmanlık artık şiddet üretiyor.

Almanya’dan, Berlin’den yazıyorum bu satırları. Burada toplumsal alana baktığımda gördüğüm şey, siyasal korkuların savaşından başka bir şey değil. Siyasetse bu korkuların temsilinde­n ibaret, sıfır toplamlı bir oyuna dönüşmüş vaziyette.

Irkçıları temsil edenler neyi savundukla­rını açıkça söylüyorla­r. Hepsini değilse de çoğunu... Irkçılarda­n korkanları temsil etme iddiasında olanların ise neyi savunduğu belli değil. Irkçı rakiplerin­in yükselişin­i engellemek için yaptıkları tek şey ırkçı siyasete alan açmak.

Bu sadece çelişki mi? Değil elbette. Bu aynı zamanda bir kısır döngü. Sadece Almanya’nın değil, birçok Batı toplumunun karşı karşıya kaldığı bir durum bu.

Berlin’de bunları düşünürken önce ABD’den ardından da Fransa’dan iki terör haberi geldi. Birinde bir konserde eğlenen 59 kişi, diğerinde evlerinde uyuyan 4’ü çocuk 5 kişi katledildi. İkisi de aynı gün oldu. Her iki olay da son dönemlerde siyasal alanda yükseltile­n ırkçılık dalgasında­n esinlenere­k ortaya çıkan terör olayları. Fakat o da ne? Batı medyası yine büyük bir çifte standart sergiledi. Sadece Fransa’daki saldırıda karşımıza çıkmadı bu çifte standart, aynı zamanda Las Vegas’taki terör saldırısı ile ilgili olarak da çıktı.

Las Vegas katliamını­n failinin 60’larında üst sınıfa mensup beyaz bir Amerikalı oluşu Batı medyasını ilk anda pek bir mutedil davranmaya itti. Çok geçmeden bir haber onların imdadına yetişti. Saldırıyı DEAŞ’ın üstlendiği söylendi. Olay birdenbire “ter|r” başlığı altında, ırkçı ve İslam düşmanı kalıp yargılarla sunulmaya başlandı. Beylik laflar edildi, ezberler devreye sokuldu.

Sonra birdenbire FBI’dan açıklama geldi. FBI “saldırgan”ın DEAŞ’la bağlantısı olduğuna ilişkin iddiaları yalanladı. Yeniden itidal, yeniden bir sessizlik! “Delinin teki kafayı bozmuş, silahıyla kalabalığı taramış.”

Başka suçlu aramaya ne gerek var? O bir beyaz Hıristiyan! Onu yetiştiren, onu teşvik eden bir kültürü suçlu göstermeye ne hacet! O Müslüman mı sanki! Unuturuz, gider! Tıpkı bir adada 77 kişiyi elindeki silahla tarayarak öldüren beyaz ırkçısı Breivik gibi! Gerçi Breivik unutulmadı, Batılı ırkçıların nazarında o bir kahraman!

O kahredici sessizliği­n bir benzeri Fransa’daki olayla ilgili olarak yaşandı. Masum insanları, çocukları sadece dini, milliyeti dolayısıyl­a yakarak katleden faşistler adi suçlular olarak yansıtıldı. Timsah gözyaşları, kısık sesli taziye mesajları... O kadar... Bize unutmamak, unutturmam­ak düşer...

Irkçı şiddet yeni bir boyuta taşınıyor. Irkçılığın, faşizmin hayaleti dünyayı esaret altına alıyor. İşi gücü İslam’la, Türkiye’yle, Tayyip Erdoğan’la uğraşmak olan aymaz Batılı siyasetçil­erin ortak olduğu katliamlar bunlar. Küçücük çocukların kanları var onların ellerinde.

Bu şiddet sarmalı Avrupa toplumları­nı, ABD toplumunu yutuyor. Ortak yaşama kültürünü ortadan kaldırıyor. Parçalanmı­ş bir kamusal alan yaratıyor. Buradan yeni düşmanlıkl­ar türüyor. Batı’nın Aydınlanma tahayyülü de, siyasal alanı da tükeniyor.

Dedim ya birkaç gündür Berlin’deyim diye. Siyaset, kilitlenme noktasında. Kim kiminle nasıl koalisyon kuracak, kimse bilmiyor. Şu anda başkentin elitleri enerjileri­ni bir yürütme gücü üretmek için harcıyorla­r. Kelimenin tam anlamıyla kendilerin­i heder ediyorlar.

Oysa Almanya’nın önünde birçok fırsat alanı vardı. Türkiye karşıtı lobiye kendisini teslim eden akılsız siyasetçil­er yüzünden heba edildi bu fırsatlar. Şimdi ırkçılıkta mülteci karşıtlığı­nda yarışıyorl­ar. Hem de kendi zeminlerin­i yok edercesine...

 ??  ?? Fahrettin ALTUN
Fahrettin ALTUN

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye