Kavmiyetçilik zokası zehirlidir!
Şimdiden Türkiye sınırları içinde yer alan bazı bölgeleri kendi sözde devletinin parçası olarak yansıtan dolaşıma sokuluyor.
Bu plan, bu proje yerli değil. Bu coğrafyanın ihtiyaçlarından, dinamiklerinden beslenmiyor. Tam anlamıyla sipariş üzerine devreye sokuluyor. Bir kez daha söylüyorum. Bu projenin hedefinde güçlü ve bağımsız Türkiye var. Tehdidin cesameti gözler önündeyken bu ülkenin Cumhurbaşkanını, hükümet yetkililerini sükûnete davet etmek de neyin nesi?
diyerek politika önerisinde bulunduğunu sananlar var.
Bunların bir kısmı kavmiyetçilik belası yüzünden böyle davranıyor. Ne yazık ki kavmiyetçilik belası ne sınır tanıyor, ne parti. Nitekim Babanzade Ahmet Naim’in dediği gibi
Pan-Kürdizm yapanlara, Kürt kavmiyetçiliğine düçar olanlara çok güzel bir söz söylemiş Ahmet Naim:
Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere, hükümet yetkililerinin gayrimeşru referanduma gösterdiği sert tepkiyi eleştirenler sadece kavmiyetçilik belasına duçar olanlar değil. Erdoğan karşıtlığı sermayesinden pay kapma derdine düşen ve Karar gazetesini kullanarak söylemlerini kamuoyunda dolaştırmaya çalışan siyaset çevreleri de var. Eski AK Partili, yeni AKP’li pek bilmiş abiler, ablalar!
FETÖ’yle mücadeleden mülteci meselesine, kentleşme politikalarından ekonomi yönetimine kadar hemen her konuyu yeni bir muhalefet unsuru olarak keşfetme, kendilerini ayrıştırma çabası içindeler. Bu süreçte Kuzey Irak’taki gayrimeşru referandum onlara ilaç gibi geldi. Erdoğan’ı gösterdiği sert tavır dolayısıyla eleştirerek Kürtler nazarında puan toplamaya çalıştılar, çalışmaya da devam ediyorlar. Oysa seslenebilecekleri kitle son derece dar ve Kürtlerin geniş bir kesimi kısır ideolojik beklentilerle, kavmiyetçilik refleksiyle hareket etmiyor.
Elbette bir de Batılı dostlarına şirin görünmek için uğraşan gayrı milli Batıcı yazar çizer tayfası var. Onlar da sureti haktan görünüp ahkâm kesiyorlar. Salı günü bir tanesine Washington Post sayfalarını açmış, o da yazmış.
Neymiş peki akıllı strateji? Özetle, PKK’ya hem içeride, hem dışarıda alan açmak! Yani içeride çözüm süreci, dışarıda yeni Kürt devleti! Oldu, anahtarı da bırakıp çıkalım isterseniz...