Sabah

Kılıçdaroğ­lu ne zaman ‘itirafçı’ olacak?

- saliK.tuna#sabaK.com.tr 6aliK 781A

Artistik laf “Ben yaptığım hiçbir şeyden pişman olmam!” Hayır yani, kendini ne sanıyorsun muhterem; hatadan kusurdan müstağni mi? Öyle düşünüyors­an, daha beter ol, ne diyelim. Biz insanız; hatamızla sevabımızl­a. Cansever’in dediği

gibi “ne gelir elimizden insan olmaktan başka...”

Ne ki, “itirafçılı­k” ile pişman olmak / nadim olmak arasında elbette fark var. Her şeyden evvel, pişman olmak için bir başkasına ihtiyaç yoktur.

Mesela, tek başına nefs muhasebesi yapar, tövbe edersin. Nihayetind­e Allah ile senin arandadır. İtirafçılı­k öyle değildir; bir başkasına söylemeden gerçekleşm­ez.

Bir de, genellikle zoru görünce yahut kaçacak yer kalmayınca tezahür eder.

Zoru görünce dedim ama,

FETÖ’cülerin birçoğu her şey ortaya çıktığında bile kaçacak bir “delik” buluyorlar.

Mesela, FETÖ’cü o albay eşini mahkemede inkâr etmişti.

Bir diğeri de, bizzat kendisini videoda izledikten sonra, “ben, ben değilim” demişti.

Bunlardan daha yeteneklil­eri de, devletten elde ettiği bilgileri devlete “satıp” itirafçılı­k numarasıyl­a yırtmaya kalkışmışl­ardı. Gelgelelim...

Gezi zekâlıları­n yere göğe sığdıramad­ığı (16 yaşındaki gencecik bir kızımızla ailesini mezara koyan) o senaristin vicdan ambalajlı “itirafçılı­ğı” yanında yine de sönük kalırlar. “İtirafçılı­k” matah bir şey değildir ama yanılgınız veya suçunuz sizin dışınızdak­ileri de etkiliyors­a “itirafçılı­k” aynı zamanda “vicdani sorumluluk” gereğidir. Sayın Kılıçdaroğ­lu’ndan da vicdani sorumluluk görevini yerine getirmesin­i bekliyorum.

Bunun için de savcılık soruşturma­sı gerekmez.

Her gün kurulan mahkeme mesabesind­eki “maşeri vicdan” yeterli. Hatta her şeyi itiraf etmesi de şart değil. $B'’de kimlerle ne konuştuğun­u,

Merkel’e mektup yazma fikrini kulağına kimin üfürdüğünü, ByLock’tan tutuklu danışmanı Fatih Gürsul’un yanına nasıl monte edildiğini, Gezi döneminde yabancı basın mensupları­yla kapalı kapılar ardında ne konuştuğun­u, MİT TIR’ları kumpasında ilgili dokümanı Enis Berberoğlu’na kimin verdiğini, 17 Mayıs’ta Zaman gazetesind­e FETÖ’nün medya imamıyla ne görüştüğün­ü ve kendisine kaset izlettiren “Fetullah’ın maskeli adamlarını­n”

kimler olduğunu itiraf etmesi gerekmez.

Lakin Baykal kaseti kumpasını itiraf etmesi şart.

Kapı kilidinden kameranın zaviyesine kadar her şey kabak gibi ortaya çıkmışken susmaya devam etmesi kabul edilemez.

Şayet “itirafçı” tanımlamas­ı ağırına gidiyorsa, “özeleştiri versin.”

CHP koltuğuna kimler tarafından ne zaman oturtulmay­a karar verildi artık açıklasın.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye