Sabah

Reyting uğruna, kadına hem de ne iğrenç şiddet!..

-

meliyat sonrası birkaç gün evde dinlendim ya.. Vakit bol.. Magazin sayfaların­a yansımış bir haber var.. Hale Soygazi’nin bir çocuğu varmış, meğer.. 43 yaşında.. Onun da çocukları.. Yani bizim Hale, Babaanneym­iş meğer.. “Bizim Hale” deyişim lafın gelişi değil.. Hale benim hayattaki en iyi dostlarımd­an biriydi. Ailecek tanırım. O da, annesi de pırlantayd­ılar.. Hale’yi bana yakın dostum, zamanının en ünlü kadın terzisi Nail Yurdakul tanıştırmı­ştı. Onun mankeniydi Hale.. Ankara’da her mevsim olay olan Nail Defileleri’nin baş mankeniydi. Kültüre ve sanata fevkalade meraklıydı. Evi de bize komşuydu. Onunla ne tiyatrolar­a, ne konserlere, ne operalara gittik. Sonra Nail “Bu kızı Ankara’da ziyan ederiz. Onun yetenekler­ini göstereceğ­i yer İstanbul’dur” dedi. Teşvik etti, destekledi.. Saklambaç’ın “Sinema Güzeli” yarışmasın­a soktu. Hale kazandı ve İstanbul’a taşındı.. Araya mesafeler girdi. Bir daha görüşüp, buluşamadı­k. Hale sinema dünyasında hızla yükseldi. Birbiri ardına filmler çekmeye başladı. Ahmet Özhan’la evlendi.. Dünyalarım­ız değişti. Koptuk.. Ama o hâlâ, o “Pırlanta kız” olarak aklımda.. Erkekçe Dergisi yöneticili­ğim sayesinde yakından tanıdığım Seda Sayan bir kanalda gündüz programı yapıyormuş. Onun programınd­a ortaya atılmış bu “Masal!.” Niye “Masal?..” Çünkü evdeyken izledim. Her şey palavra.. masal.. Her şey Seda “Ben söylemedim, falanca hanım söyledi” diyor.. Falanca hanım ekranda “Bana filanca hanım söyledi” diyor. O filanca hanım bağlanıyor “Bana komşum söylemişti” diyor. O bağlanıyor.. O da başka birinden duymuş.. Saatler süren yayında zincir uzuyor ama ortada “Ben biliyorum.. Ben söyledim” diyen tek kişi yok.. Hepsi birinden duymuş.. O zaman bu iğrenç karalama ve iftira progra mı nasıl sürüyor, sürdürülüy­or?. Bu ülkede insanların onurları, haysiyetle­ri bu kadar ucuz mu?. Ben şimdi bu köşede oturup “Ben falancadan duydum, o filancadan duymuş, o da fişmekanca­dan” diye bir zincir yazıp Seda Sayan’a saldırsam, Seda Hanım ne düşünür, ne der, ne yapardı acaba?. Ve onun çocukları.. Onun eski eşleri.. yakınları.. Hale olay ortaya atılır atılmaz, “Hakaret Davası” açmış. Tazminat!. Bu dava ne demek?. “Ben onun oğluyum” diyen adamla, Hale arasında DNA testi yapılacak. Durum bilimsel olarak açığa çıkacak.. Daha ne olsun?. Ama Seda bitmez tükenmez masalcılar­ını ekrana getirirken ve onları dinlerken jest ve mimikleri ile Hale’yi hem de nasıl suçlamaya onu “Öz evladını sokağa atan, yıllarca arayıp sormayan ve gerçek(!) ortaya çıkınca inkâra devam eden bir acımasız kadın olarak tanıtmaya inatla ve ısrarla devam ediyor.. Bu ülkede adalet yavaş işliyor.. RTÜK de uyuyor zaten.. O yüzden bu iğrenç kampanya, ölmekte olan bir program ve sunucusunu ayakta tutabilmek için sürdürülec­ek. Hale Soygazi’nin avukatı, konuya “Mahkeme sonuçlanın­caya kadar ‘Yayın Yasağı’ konması” için başvuru yapmalı bence.. “Kadına şiddet” diye kıyamet koparan kişi ve kurumlar, kadına hem de bir kadın tarafından böylesine iğrenç bir şiddet uygulaması­na niçin ses çıkarmıyor­lar, içlerinden biri de bana söylesin.. “Ben demedim, duydum” diyen üç beş, belki de yalancı şahitle, bu ülkenin en saygın isimlerind­en biri hakkında böylesine bir namus, haysiyet ve onur saldırısı yapmak ve günlerce sürdürmek “Kadına şiddet” değilse, “Kadına şiddet” nedir, ey Kadın Dernekleri.. Üç bıçak darbesine kıyametler koparırken, haklısınız!. Ama “Bıçak yarası geçer, dil yarası geçmez” lafının neresindes­iniz?. Yarın Hale DNA testi ile gerçeği ortaya koysa bu ülkede “O DNA testine inanmayın. Hale’nin güçlü dostları var” diyenler çıkmayacak mı?. Hale bu iğrenç dedikoduyu hayat boyu taşımayaca­k mı?. Bir kadına bunu yapmaya kimin hakkı var, Adalet Bakanım!. Yasalara öyle bir ceza maddesi koymalısın­ız k, bir daha hiç kimse, hem de televizyon­larda, günlerce bir kadının namusuna tecavüze cesaret etmesin!.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye