Mehtabı hoş, günü hoş... Bunu bir de halktan öğrenmeli!
Nerdeyse her gün bir yere gidip otu
ruyorum. day, kahve... Bol bol okuma, yazı, çizi işleri... Eş, dost sohbetleri... Ama ne oluyor? Böylesi bir man zara karşısında ne çabuk kayıtsızlığa meyil ettiğimize şaşırıp üzülüyorum.
Yanı başında yaşıyor olmaya şükret meyi ve ona uzun uzun bakmanın değeri ni ıskalamayı aklım almıyor.
Anlamışsınızdır. söz ediyorum.
Böyle anlarımızda yapaca ğımız en iyi şey yalnızlığımızın hapishane sinden çıkıp başkalarına bakmak ve
Halk
konusunda benzersiz bir
öğretmendir.
Son zamanlarda başta Üsküdarlılar olmak üzere İstanbul halkı hepimize böyle bir ders veriyor. Nasıl mı? Anlatayım...