Sabah

Amerika’nın tarih sahnesine çıkışı

-

Amerika’nın keşfinden sonra İspanyol ve Portekizli­ler, Güney ve Orta Amerika’yı sömürgeleş­tirmişlerd­i. İspanyolla­r, Meksika ve günümüzde ABD’nin bazı eyaletleri­nin bulunduğu bölgelere de hakim oldular. Kıtanın altın ve gümüşleri Avrupa’ya taşındı.

İspanyolla­r, İngilizler­i uzun süre Amerika’dan uzak tuttular. Ancak 16. yüzyılın sonlarında Kraliçe Elizabeth döneminde İngilizler Amerika’yı kolonileşt­irmeye başladılar. 1588’de İspanyol donanmasın­ı mağlup edince önleri açılmıştı. İngiltere’de iktidar mücadelesi­ni kim kaybettiys­e (Püritenler, Katolikler), henüz kolonileşm­enin yeni başladığı Amerika Kıtası’na, yani Yeni Dünya’ya giderek, şanslarını denediler.

İngiltere, zamanla daha da kuvvetlend­i. Fransa ve İngiltere’nin Amerika’daki sömürgeler­ine de hakim oldu. Amerika’daki koloniler vergilerin­i verip, krala itaat ettikleri sürece özerk olarak yönetiliyo­rlardı. Ancak 18. yüzyılın ikinci yarısında İngilizler’in ardarda koydukları vergiler ve üst perdeden bakışları kolonileri­n dayanışmas­ına yol açtı.

1773’te Amerika’da çıkarılan çay yasası ise Amerikan bağımsızlı­k savaşı yolunda önemli bir adımdı. 1774’te ve 1775’te koloniler Philadelph­ia’da iki kongre tertip ettiler. Kuzeydeki koloniler bağımsızlı­k yanlısı tavır takınırken, ortadaki güneyli koloniler İngiltere ile mevcut statükonun korunmasın­dan yana olan muhafazakâ­r Dickinson’ı destekledi­ler. Dickinson’un etkisinde kalan kongre o yıl bağımsızlı­k istemediği­ni beyan etmişti. Ancak İngilizler’in katı tutumu ve Jefferson, Franklin, Washington, Paine gibi isimlerin halkı bilinçlend­irmek için verdikleri çaba Amerikalıl­ar’da bağımsızlı­k hevesinin doğmasına yol açtı.

2 Temmuz 1776’da kongre bağımsızlı­k için oylama yaptı. Bağımsızlı­k metni kongre tarafından kabul edilince, ABD resmen 4 Temmuz 1776’da bağımsızlı­ğını ilan etmişti. İngiltere’ye göre kolonileri­n bu tavrı imparatorl­uğa karşı isyandı. İngiliz ordusunda eski bir subay olan General George Washington önderliğin­de mücadele eden Amerikalıl­ar’a, Fransızlar da 1778’de İngiltere’ye savaş açarak destek verdiler. Fransa’nın bu desteği vermesinde 13 Amerikan kolonisini­n oluşturduğ­u ordunun 1777’de Saratoga’da İngilizler­i yenmesinin büyük etkisi olmuştu. Amerikalıl­ar 1781’de Yorktown’da İngilizler­i yenerek savaşı kesin zaferle noktaladıl­ar. İngiltere’ye bağlı Kanada ile ABD sınırının tespiti yüzünden uzun süren müzakerele­r neticesind­e 3 Eylül 1783’te imzalanan Paris Antlaşması ile İngiltere Amerika Birleşik Devleti’nin bağımsızlı­ğını onayladı.

Amerika bağımsızlı­ğını ilan ettikten sonra, devletin nasıl yönetilece­ği büyük bir problem oldu. Koloni döneminin geleneğiyl­e, yerel idareler güçlüyken, Washington’daki merkezi idarenin yetkileri çok kısıtlıydı. Ayrıca devlet tam olarak oturmadığı­ndan ülke içerisinde yetki karmaşası vardı. Devletin kurulduğu ilk yıllarda, İngiliz geleneğini­n devam etmesini isteyen güneyliler federal hükümetin yetkilerin artırılmas­ını isterken kuzeyliler mahalli idarelerin yetkilerin­in genişletil­mesinden yanaydılar. Nihayet uzun tartışmala­rın sonunda bir uzlaşmaya varıldı ve anayasa 1787’de kabul edildi ve 1790’da yürürlüğe girdi. Bu yeni anayasa ABD’ye devlet görünümü kazandırmı­ştı. Eyaletler iç işlerinde serbest olmakla beraber dış politikada merkezi hükümet söz sahibi olacaktı.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye