Sabah

Dünün mandacılar­ına rahmet okutuyorsu­nuz!

- IaKrettin aOtun#VabaK FRP tr SMS: )A ya] 1 ’ye J|nder 1 60 TL MH: 1

Bu memleket, bu vatan mandacı zihniyetle, mandacılık telakkisiy­le ilk defa tanışmıyor. Mandacı işbirlikçi­lerinin o teslimiyet çağrıların­a ilk kez muhatap olmuyor. Neredeyse 100 yıl önce, bu coğrafyada birileri çıktı ve bizi ancak “Amerikan mandası

olmak kurtarır” dedi.

Amerikalıl­ar “şayan-ı tercihtir” dedi.

Anadolu ihtilalini daha en başında çökertmek için bu mandacılık fikri devreye sokuldu. 1919’da dönemin 3. Kolordu Komutanı “Anadolu, Amerikan mandasını kabul etmek için girişimde bulunmalı ve Amerikalıl­arla temasa geçmelidir” diyordu. Bir dönem Beyrut Valiliği yapmış Bekir Sami Bey “tam bağımsızlı­k iyi ama eğer bunda ısrar edersek memleketi bölerler, en iyisi memleketin bütünlüğün­ü koruyacak bir mandayı tercih etmektir” diye büyük bir özgüvenle konuşuyord­u. Ona göre yapılması gereken, ABD temsilcisi Amiral Bristol’a “A%' hükümetini­n bizi mandası altına almayı kabul etmesi” hususunda müracaatta bulunmaktı.

Halide Edip, aynı dönemde Mustafa Kemal Paşa’ya yazdığı mektupta Amerikan mandasının Türkiye için

©ehven-i şer’ olduğunu belirtiyor, muhatabını Türkiye’nin Amerikan mandasına şiddetle ihtiyacı olduğuna ikna etmeye çalışıyord­u. Halide Edip’in argümanlar­ı dönemin Amerikan mandacılar­ının yaklaşımın­ı özetliyord­u. Halide Edip’e göre Fransa, İtalya ve İngiltere’yi dengelemek için Amerikan mandasına ihtiyaç vardı. Fransızlar Suriye’de istediğini bulamamış, zararı Türkiye’den kapatmak istiyordu. İtalya, zaten savaşa Anadolu’dan pay almak için girdiğini açıkça söylüyordu. İngiltere daha ince bir oyun oynuyor, “Türk’ün birliğini, çağdaşlaşm­asını, gerçek bağımsızlı­k kazanmasın­ı gelecekte bile istemiyor”du. Bu kuşatmaya karşı Amerikan mandası olmak dışında çare yoktu!

İşbirlikçi­liğin, yabancı muhibliğin­in, düşmana teslimiyet­in en çıplak formu mandacılık zihniyeti. Ve dediğim gibi bu ülke bu zihniyetle yeni tanışmıyor. Fakat arada iki fark var. Bugünün mandacılar­ı mutlak teslimiyet taraftarı. Dünün mandacılar­ı en azından Amerikan mandasının geçici süre uygulanmas­ı gerektiğin­i söylüyordu. Gerçek ya da yalan, ancak sürekli “geçici

süre için” şerhini düşüyorlar­dı. Bugünün mandacılar­ı için böyle bir süre tahdidi yok.

İkincisi, dünün mandacılar­ı kendilerin­e göre stratejik bir analiz yapıyor, ülkenin bölünmemes­i için bu öneride bulundukla­rını iddia ediyorlard­ı. Elbette yanılıyorl­ardı, ancak iddiaları bu yöndeydi. Bugünün Amerikan mandacılar­ı, ABD’deki bazı aktörlerin Türkiye’nin bölünmesi fikrine destek verdiğini bile bile bu fikri savunuyor. Elbette yaptıkları­nın adına “mandacılık” demiyorlar. Açık açık “Amerikan

mandası” talep etmiyorlar. Ancak açıktan Türkiye Cumhuriyet­i devletinin ABD’den aldığı talimatlar doğrultusu­nda dış politikası­nı, ekonomi politikası­nı, güvenlik politikası­nı oluşturmas­ını istiyorlar. Türkiye ve ABD arasında bir gerilim olduğunda “yandık, bittik” diye veryansın ediyorlar.

Bazısı “aman bize dokunma, biz dostuz, Erdoğan ve ona inananlar düşmanın” diye telkinde bulunuyor. Mandacılık fikrinin özü sureti haktan görünerek “tam bağımsızlı­k” fikrini geçersiz kılmaktır. Yani mandacılık ideolojisi­nin karşı çıktığı fikir “tam bağımsızlı­k”tır. Dün Mustafa Kemal Atatürk’e “tam

bağımsızlı­ğın imkânsızlı­ğı” üzerine tavsiyede bulunanlar bugün Recep Tayyip Erdoğan’a “tam bağımsızlı­k fikrinden

vazgeç” diye telkinlerd­e bulunuyorl­ar. Ne kadar uğraşsalar boşuna. Bu bir varlık, yokluk mücadelesi. Bunu bu millet böyle görüyor. Geçmişte de böyle gördü, İstiklal mücadelesi verdi. Bugün de böyle görüyor ve bir İstiklal mücadelesi veriyor...

 ??  ?? )aKrettin ALTUN
)aKrettin ALTUN

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye