Sabah

Çık dışarı Kâzım

- salih.tuna#sabah.com.tr

Fethi 1aci bir defasında, “(Yet, Trkiye’de roman Yar” demişti, “1e kadar IutEol Yarsa o kadar ” Merhum, sıkı bir eleştirmen­di. &emal 6reya’nın, “Onu Türk edebiyatın­dan çıkarsak, edebiyatın dengesi bozulur” dediği kadar da etkindi.

Futboldan anlar mıydı, bilmem.

Fakat Türkiye’de yaşayan herkesin futboldan

“anladığına” muhakkak muttali olmuştu.

Yine de “tüketiciyi” hedefe koymamıştı.

Mesela, “Trkiye’de IutEoldan ne kadar anlayan Yarsa, romandan da o kadar anlayan Yar” yollu bir “ironi” denemesind­e bulunmamış­tı.

Söz konusu “aforizması­yla” her şeyden evvel, üretilene / üreticiye vurgu yapmıştı.

Gelgelelim, üretilenle tüketilen veya üretici ile tüketici birbirinde­n bağımsız değil, tam aksine, kompakttır.

“1e kadar ekmek, o kadar köIte” misali.

)ethi 1aci’nin mezkûr sözünü “alan daraltarak” ifade etmek gerekirse, “Türkiye’de ne kadar futbol kültürü varsa, o kadar da futbol vardır” denilebili­r. Futbol kültürü mü? Tribündeki seyircinin desteği veya protestosu­ndan (yorumcusu, yazarı, ilgili televizyon programlar­ıyla) futbol medyasının alayına kadar her şey.

Futbolumuz, hırçınlık yaptığı için kırmızı kart görerek takımını eksik bırakan futbolcuyu alkışlayan taraftar kültüründe­n bağımsız değildir. Futbolumuz... Dünya kupası elemelerin­de olduğu gibi işler yolunda gitmediğin­de, “alt

yapı yok” yollu anakronik ezberlere sarılan yahut bir günah keçisi üretip üzerine çullanan futbol yorumcusun­dan da bağımsız değildir.

Kanaat kültürünün hâkim olduğu topraklard­a kolayından “mutmain” olabilen futbolcunu­n önüne hangi hedef nasıl koyulmalı?

Buna kafa yoran var mı? “Tamam işte; Bayrampaşa’da doğdum Barcelona’da top koşturdum; para ise para, şöhret ise şöhret, daha ne...” kanaatiyle malul $rda Turan’a sadra şifa sözü olan var mı?

Yanlış anlaşılmas­ın, “hırs” kadar “kanaat” da hayati önemi haizdir.

Aralarında­ki denge önemli. Zaten denge bozulunca, “iş ahlakı” da bozulur. Lakin... Kanaat olanla yetinmek değil, olamadığın­a ulaşmak için (şike, doping vs her yolu mubah gören “hırsa” fren koymak demektir.

$lEert &amus, “Ben futboldan ahlakı öğreniyoru­m” demişti.

İster futbolcu olsun ister teknik adam, hırs kanaat dengesini tutturmada­n tastamam “profesyone­l ahlakı” olmaz.

Profesyone­llik aymazlık, nobranlık demek değildir; bedel ödemeyi baştan göze almaktır.

Mesela, ligde tutunmayı hedefleyen iki takımdan kendi evinde toplam 10 gol yiyen (rsun <anal kendisi istifa etmeliydi.

Bunu yapmadığı gibi tazminat peşine düştü.

Ersun Yanal’ın ön adı Kâzım’dı. (Kâzım’ın sözlük anlamı, hırsını dizginleye­ndir Rivayet olunur ki... Yönetim kurulunda tazminat pazarlığı yapan Kâzım Bey’e, “Çık dışarı...” denildi. Şayet hırsını kanaatle dengelemey­i bilseydi...

Başarısızl­ığını kendisine “dışarı çık” diyenlerle paylaşır, “Birlikte çıkalım...” diyebilird­i.

 ??  ?? Salih T81A
Salih T81A

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye