Bir harika konseri yaşamak!..
Kulise koşarken inanın gözlerim sırılsıklamdı.. Muhteşem bir Mozart Keman Konçertosu seslendiren, salonu inim inim inleten, kulisten beş defa selama gelmek zorunda kalan,
O da bana öyle sarıldı.. Baba Ganiev resimlerimizi çekiyordu. Ama bir babası da bendim Elvin’in sanki..
Evin İlyasoğlu hocam sayesinde onu daha dokuz yaşındayken, Albert Long Hall’de keşfeden, “Aman bu isme dikkat” diye bu köşede yazan ben..
O kuliste Elvin’e “Büyüyünce sakın yanıma gelme.. Şimdi bile çok yakışıklısın. O zaman yanımda olursan bütün karizmam gider” demiştim, gülüşmüştük. Ayak üstü bu anıyı gene gülerek paylaşırken, gerçekten müthiş yakışıklı bir delikanlı olmuş Elvin’le, bir genç kız geldi yanımıza.. Bana baktı.. “Bir resim çektirebilir miyiz” dedi.. Artık dünyaca ünlü bir sanatçı Elvin orda. Resim benimle.. “Bak” dedim Elvin’e “Daha ölmemişiz..”
Bastık kahkahayı bir daha..
New York Carnegie Hall, Londra Wigmore Hall, Berlin Filarmoniker Hall’de çalmış.. Bunlar öyle yerler ki, kapısının önünden geçseniz, dönüşte anlatırsınız..
Kremlin Sarayı’nda, Cannes Film Festivali açılışında çalmış.
Bu kadar kısa ömre, böyle geçmiş sığar mı, ki daha neler neler, buraya sığmaz!.
İDSO’nun konseriydi. Elvin açtı.. İkinci yarıda harika bir arpçi izledik..Çağatay
Bitmeyen alkışlara rağmen bise bir türlü oturmadı. Ama mecbur kalınca mikrofonu eline aldı. O zaman öğrendik. Konserden bir gece evvel sol el baş parmağını kesmiş. Kesik parmakla çalmış konçertoyu meğer.. Yani bu bir mucize..
O parmakla, Handel’le iyice harap olmuş o parmakla bir Sarı Gelin çaldı bu defa bizi ağlatarak.. Aşkın, Yalçın Tura, o gece İDSO’yu yöneten Tolga Taviş başta, ne uyarlamalar var, Anadolum’dan.. Bu ülkenin müziğinden “Bis” yapın.. İçerde popüler olursunuz.. Dışarda “Bu da benim ülkem” dersiniz, el oğluna..
Hekimoğlu operasının harika bestecisi Tolga Taviş’in yönettiği orkestra, ülkemizde Beethoven 9’dan da popüler Mozart 40 ile final yaptı. Mozart 40’ı popüler yapan
diye bir popçu.. Klasikleri pop müzik olarak yorumladığı albümü dünyanın her ülkesinde, bu arada biz de 1 numara olmuş, koskoca bir kuşağa klasik müziği sevdirmişti. Mozart 40, tekli olarak çıkmıştı 45’lik plak olarak, milyonlar satarak..
Bizde o yıllarda TRT Tv’de reklam kuşakları yeni açılmış.. Bir bankanın (Ziraat mıydı acaba) tüm reklamlarının cıngılı olunca, “Lütfen televizyonuzu kapatmayın” yazısına kadar izlenen tek kanal televizyonumuzla tüm evlerde, tüm kulaklara da girmişti. Mozart 40 da yıktı salonu.. Yaşa İDSO.. Yaşa, yıllardır sponsorluk eden Deniz Bank!.