Sabah

İşte “Golf Turizmi” bu!.

-

0’li yıllarda, BMW, yeni çıkan “7” serisini dünyaya tanıtmak için bir kampanya düzenlemiş ve tüm dünyadan yazarları Portekiz’in Algarve bölgesinde toplamıştı. Bir gurup Türk gazetecisi, biz de ordaydık, davetli olarak.

Algarve, 3ortekiz dilin-

demek.. Arapça

geliyor. Portekiz dilinde A ile başlayan bütün sözcükler Arapça’dan gelirmiş meğer, orda öğrendik.

Algarve iklim ve yerleşim şekline dek, bizim Antalya bölgesi.. Dizi dizi tatil köyleri. Bunların birinde BMW yer ayırtmış. Hepimiz ordayız.. Mevsim sonbaharın ortası.. Deniz ve güneş mevsimi bitmiş yani.. Ama bizim tatil köyünde de, sonra bize tahsis ettikleri 735 modeli ile Algarve’yi dolaşırken gördük ki, orada hâlâ turistler var.. Hem de zengin turistler.. Niye gelmişler?. Golf oynamaya.. HINCAL’IN YERİ

bir tatil yöresinde turizmi 12

Kesintisiz hale getiriyor. Hem de golf oynayan zenginler, aileleri ile geliyor ve bol para bırakıyorl­ar.

Döndüm ve Sabah’ta Golf Turizmini yazmaya başladım. Deniz ve kuma dayalı, havalar serinleyin­ce biten Turizm yerine, Kemer’den Side’ye o dünya güzeli Türk Rivierası’nda mevsimi 12 aya çıkarmanın sırrını anlatmaya başladım. Daha sonra gittiğim

Kaliforniy­a’yı hatırladım. 1976’da ilk defa gittiğimiz­de, girdiğimiz de luxe İtalyan Restoranın masasında bir uyarı var, San Fransisco’da.. “Eyaletimiz­deki su sıkıntısı yüzünden masalara sürahi ile su konmamıştı­r. Suyunuzu garsondan bardakla isteyebili­rsiniz..” Ertesi gün karadan yola çıktığımız­da, yan yana sıralanmış onlarca golf sahasının, otomatik fıskiyeler­le nasıl saatlerce sulandığın­ı görmüştük. Lokantada masaya sürahi yok, ama golf için tonlarca su var.. Ne dediğimi anlayan çıktı. Zamanın Golf Federasyon­u Başkanı. Elinde bir dosya ile beni ziyarete geldi.

“Bunu başarman için ben ne lazımsa yapar, destek olurum.. Başardığın gün de elini öperim” dedim..

Uzun süre sık sık aradı beni.. Antalya’daki de Luxe oteller, golf klüpleri kurup, THY’nin de desteği ile oralarda uluslarara­sı turnuvalar oynanmaya başlayınca da kayboldu ortadan. Bir selam bile yollamaz oldu. Şimdi hâlâ o mu başkan, bilmiyorum.. Beni kullanıp, kendine paye mi çıkardı?. Umurumda değil.

Beni ilgilendir­en, ülkem.. Ülkemin insanları..

Çarşamba öğleden sonra evde, divana uzandım. Gazete okuma saatim ya.. En üstte The New York Times var.. Onu aldım. Alırken, en arka sayfasında çarpıldım..

Tam sayfa bir ilan “Gold Standard” başlığı var dev harflerle.. Altın Standart yani. Alttaki yazıda “Antalya’da Turkish Airlines Open’da, dünya klasında oyunculara katılın. Orada dünya çapında golf var” diyor..

“Nereden nereye” diye düşünürken gözlerim yaşardı mutlulukta­n.. Benim de bir tuğlam vardı çünkü, eserde.. İlk golf kulübü çalışmalar­ı yapılırken, başta Milliyet tam sayfayı kaplayan resim ve haberlerle “Antalya’da yeşil katlediliy­or” diye yazmıştı gazeteler.. Golf’ün asıl ve ebedi yeşil olduğunu bilmeden karşı çıkmıştı, cahiller.. Nasıl savaşmıştı­m onlarla da, gene bu sütunlarda..

İşte şimdi, o yemyeşil sahalarda New York Times’e kapak olacak hayat vardı.

Tam sayfa reklama bakarken, asıl sürprizin içerde olduğunu bilmiyordu­m..

The 1eZ <ork Times,

En tepede “Turkish Open” diye başlık koyarak sayfalara..

Adam Shupack imzalı yazı “Golf, futbol çılgını ülkede, en hızlı gelişen sporlardan biri” alt başlığı taşıyor ve yıllar önce Tiger Woods’un iki kıtayı birleştire­n köprüde yaptığı vuruşla başlayan tarihi anlatıyord­u. Yazının üzerinde helikopter­le çekilmiş ve panoramik yöre fotoğrafı vardı.

Ayni yazarın ikinci sayfadaki yazısı ise “Güvenlik olağanüstü” başlığı taşıyordu.

Yazar, Antalya yöresinin nasıl bir sahil, kum, güneş ve tarih hazinesi olduğunu anlatırken, uçakların gelişten dönüşe kadar nasıl güvenli olduğunu, golfçüleri­n güvenlikle­rini de kişisel badigardla­rın (Yakın Koruma) sağlayacağ­ını anlatıyord­u..

“Antalya’da yeşil yok ediliyor” dan, The New York Times’da iki sayfa anlatılan “Antalya ve Golf”üne..

Çorbada hem de nasıl tuzu olan ben, gururlanma­yayım, gözlerim yaşarmasın da ne olsun?.

Golfün adı sanı yokken, kapımdan ayrılmazke­n, işi bitince, selamı sabahı kesip, turnuva bültenini bile göndermez olan Federasyon Başkanı’na (!) selam olsun, ne olacak!.

Senin uyuz bülteninde­n değil, The New York Times’dan izliyorum ben, olanları!.

 ??  ?? ULUd
ULUd

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye