Dost ve müttefik ülkeler işin tadını kaçırmaya başladı

Türkiye Cumhuriyeti’nin hedef alındığı farklı türlerdeki saldırılardan herhangi birine bir Avrupa Birliği üyesi hedef olsaydı, kim bilir ne kıyametler kopardı Batı medyasında... Her gün şehit haberlerinin geldiği, Türkiye’de darbe teşebbüsüne karışanların Avrupa ve Amerika’da ağırlandığı, dost ve müttefik diye bildiğimiz ülkelerin yargısının Türkiye aleyhindeki komplolara destek verdiğini bir düşünün...

Aslında biz de onlar gibi davranmayı denesek mi? Mesela bizim Dışişleri’nin yaptığı gibi yapmasak. Yani mesela BAŞYAZI İspanya’daki Katalan ayrılıkçılarını kınayacak yerde, herkesten önce Katalonya’yı tanısak. Veya ABD’de bir yalnız kurt sokaktaki insanları otomatik silahlarla taradığı zaman, o silahların markasını öğrenip bunlardan bizim silahlı kuvvetlerimiz için sipariş etsek. Kuzey Kore diktatörü Kim Jong-un’u Türkiye’ye davet edip, ona destek versek...

Şu FETÖ’nün elebaşının ABD’de ağırlanması ve hem Amerikan medyasının hem de CIA ve FBI gibi istihbarat örgütlerinin bu adama destek vermesi bile yeterli ayıp değil mi bu ülke yönetimi için? Bu ülkede insanların yapabileceği tek yanlış cinsel taciz mi yani? Bir dost ülkede devleti ele geçirmek için yargıda, emniyette ve orduda örgütlenip sonra da sokak kalkışmalarına ve bu yetmezmiş gibi darbelere destek vermek, bir cinsel tacize teşebbüs etmekten daha hafif bir ayıp mı?

Ya PKK’lılara verilen maddi ve manevi desteklere ne demeliyiz? AB üyesi ülkelerin PKK’ya verdikleri siyasi destekler yetmiyormuş gibi, ABD’nin PYD üzerinden PKK’yı silahlandırmasına da tanık olmadık mı? Beceriksizlikleri yüzünden Irak’ı bir kan gölüne döndürdükleri yetmemiş gibi, şimdi de Suriye’yi perişan etmeye soyundu ABD yönetimi... Ve Amerikan silahları Türkiye’yi vuruyor.

Kısacası keşke mümkün olsa ve bunlara diyebilsek. Ve artık şu AB’ye üye olmak hayalini rafa kaldırıp, gerçeklerle yüzleşebilsek. Ve de Türkiye’de birileri muhalefet etmekle ihanet etmek arasındaki farkı görebilseler...