Sabah

İnse de kalksa da

- EaUGLF#Vabah FRm tU 6M6 (AR \a] ·\e J|nGeU 7L M+ M(6AIaFebRRN FRm enJLnaUGLF

Bir kısım basın eski alışkanlık­larından kurtulamad­ığı için, ona çok önemli gelen, aslında hiçbir önemi kalmamış bir mesele var: Seçim barajı.

Yüzde on mu kalsın, yüzde beşe mi düşürelim, yok yok yüzde yedi mi uygundur?

“<ü]de üçe insin” diyen de çıktı, “tamamen kalksın” diyen de. Bunlar “akademik” ya da “demokratik” tartışmala­r gibi görünse de, aslında “meclise kapağı

atabilme hesap

larından” başka bir şey değildir.

Çünkü iktidar cumhurbaşk­anında olacaktır, mecliste değil!

Yüzde 50’den bir tek oy bile fazla alan işi bitirir. Meclis de kendi yasama işine bakar. AKP’nin de CHP’nin de bir “baraM sorXnX” yoktur ve de olmaz, olabilemez.

Fakat MHP’nin olabilir, Meral Hanım’ın çıkışından sonra... Bahçeli’nin demeçlerin­de bu endişe seziliyor... “%araM sorXnXmX] yok” diyor tabii, ama olabilecek­tir... (Hani bunu yazamazdım Koyun Mehmet?)

Zaten MHP barajı geçerse Meral Hanım ve onun basın şakşakçıla­rı havalarını alırlar.

İP’nin, böyle bir sorunu, fena halde olacaktır. HDP’nin de olacaktır. Diğer küçük partiler, baraj beşe de düşse üçe de inse, meclise gene giremeyece­kler.

Dolayısıyl­a, bu sorun “temsilden” öte bir önem arz etmiyor. Kıymet-i harbiyesi yok yani. Örneğin, tut ki bir-iki sosyalist meclise girdi, bunun kime ne faydası vardır? (Ufuk Uras tek başına bunu başarmıştı, kendisine “kıyak emeklilik” sağlamakta­n öte bir yararı olmadı.)

Meclis “parçalı” da olsa, “monolitik” bir görünüm de arz etse, sonuç değişmez.

Yani, baraj meselesi belirleyic­i değildir, tartışan “kendi istikbal endişesiyl­e” tartışır ancak.

Ama MHP’nin oylarını kırıp Meral Hanım’ı ve birkaç adamını ille meclise sokmak için çırpınan “Doğan ve

Demirören ihvanı” açısından önemli...

Haa, bakınız, “eski sistem” geçerli olsaydı, meclise kimin kaç oyla, kaç koltukla girebilece­ği elbette anlamlı ve önemli olurdu, eskiden hep olduğu gibi.

Çünkü hükümet mecliste kurulacakt­ı, koltuk sayısı belirleyic­i olacaktı, “güvenoyX” diye bir şey vardı... Artık yok. Başbakan diye birisi de yok. Koalisyon mümkün değil. Bir çeşit koalisyonu, ancak cumhurbaşk­anı isterse, uygun bulursa, yararlı görürse, kendi hükümeti içinde yapar.

Mecliste grup kursan da olur kurmasan da. İster 19 koltuğa yerleş isterse bu sayı 21 olsun, farketmez.

600 üyeli mecliste 299 olsa da farketmez.

Aaa, bugün 10 Kasım’dı yahu, onu yazacaktık, yer kalmadı...

Zarar yok, nasıl olsa bugün beş yüz kişi yazacak ve de hep aynı yazıyı yazacak, oralardan okursunuz.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye