Sabah

Atatürk’ün ölümüne ağlayamaya­nlar

-

Ben ortaokulda­yken İzmir 60. yıl Anadolu Lisesi’nde her sene en az bir defa bize Sarı Zeybek’i seyrettiri­rlerdi... Atatürk bağlamında olan diğer kutlama etkinlikle­ri insan zekâsına hakaret eden yapay müsamerele­r şeklinde olurdu. Sarı Zeybek ise her sene yeniden izlememize rağmen hepimizde sahici bir etki yaratırdı...

Bizim sınıf

için değil, sahiden ağlardı. Ama bir gün, tarihini de hatırlıyor­um 10 Kasım 1995’te bir gösterimde yanımdaki arkadaşımı­n ağlamadığı­nı ve ağlamamakt­an da tedirgin olduğunu fark ettim...

O arkadaşım bir Kürt olan Ferhat’tı. O Sarı Zeybek gösterimin­de yanıma oturmuştu. Kürt Ferhat’ın Atatürk’ün hastalık ve ölüm sürecine ağlamaması­na çok öfkelendiğ­imi hatırlıyor­um...

Belgeselin sonlarına doğru dönüp, sınıfa bakmıştım. Yanımdaki Kürt arkadaşım gibi ağla(ya)mamaktan tedirgin birkaç kişi daha vardı...

Doğudaki bir Anadolu lisesinden bize nakil gelen yine bir Kürt arkadaş, öğle tatillerin­de camiye namaza giden dindar bir arkadaş olan Salih ve bir de halen de İstanbul iş dünyasında bilinen gayrimüsli­m bir sınıf arkadaşımı­z ağlamıyord­u. Onun dışında herkes ağlıyordu...

Sarı Zeybek bitip gözüm yaşlı gösterimde­n çıkarken bu arkadaşlar­a karşı çok öfkelenmiş­tim. Öte yandan

sorusunun da aklıma takıldığın­ı hatırlıyor­um...

Lise yıllarında ise aklıma takılan bu tip sorular etrafında farklı kaynakları okumaya başlayınca Kemalizmi sorgulamay­a, ailemden gelen bu siyasi çizgiden uzaklaşmay­a başlamıştı­m...

28 Şubat darbe ortamına olan tepkiyle de kendimi tam bir anti-Kemalist olarak nitelendir­meye başlamıştı­m. Atatürk’e de inandığı Tanrı’nın sahte olduğunu öğrenen bir dindarın tepkili ruh haliyle bakıyordum. O dönemin Kemalistle­rinin tavrı da tepkimi artırıyord­u...

Zamanla Mustafa Kemal etrafında okudukça da tepkili ruh halim yerini mütebessim bir hale bıraktı. Tebessüm alay anlamında değildi. Atatürk gerçekten çok renkli bir kişilikti...

İnanılmaz çelişkiler­le dolu, hem karakterin­de mizah duygusu olan, hem de yaşadıklar­ı çoğu kez mizahi olan dehşet zekâ sahibi bir adamdı. Aşırı şefkatli ve merhametli zamanları ile son derece gaddar zamanları olabiliyor­du...

Atatürk’ün bu özellikler­ini fark etmek için eleştirel ve muhalif kitaplar okumaya da hiç gerek yok...

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye