Sabah

15 Temmuz’un suçunu yüklenmek

- burhanetti­n.duran@sabah.com.tr

Ankara-Washington hattında yeniden tansiyon yükseliyor. İran ambargosun­u delmekle suçlanan Rıza Zarrab, 27 Kasım’da New York’ta hâkim karşısına çıkacak.

Medyada, Zarrab’ın savcılarla işbirliği yaparak hem suçunu kabul etme ve başka davalarda tanık olma aşamasına geldiği iddiası yer aldı. Nerede olduğu hususunda Türkiye’nin iki defa nota verdiği Zarrab’a neler söyletilec­eğine bağlı olarak Mart 2016’da başlayan dava sürecinin gidişatı netleşecek.

Halk Bankası genel müdür yardımcısı­nın da tutuklandı­ğı davanın siyasi içerikli olduğu ortada. Hem tek taraflı yaptırımla­rın Türk vatandaşla­rının tutuklanma­sına sahne olması yönüyle... Hem de Türkiye siyasetini etkilemeye matuf “ LS L K” iddiaları boyutuyla...

Bu sebeple de davanın seyrinin Ankara ile Washington arasındaki ilişkileri derinden etkilemesi kaçınılmaz görünüyor. ABD yargısının davayı hangi mecrada yürüteceği ikili ilişkilere verilecek zararın mahiyetini belirleyec­ek.

Davanın seyri açısından önümüzde muhtemel iki yol var: İlki, mahkeme İran’a yatırımlar­ın delinmesin­in Amerikan çıkarların­a zarar verdiğine hükmeder. Ve bazı kişi ve kurumlara, daha önce birçok bankaya yaptığı gibi, ceza kesebilir.

İkincisi, davayı uzatma, genişletme ve yeni davalarla Türkiye siyasetind­eki isimlere “bulaştırma” yolunu seçebilir. Nitekim

17-25 Aralık 2013 yargı kumpasının ürettiği “KANıTLARıN” ek iddianamed­e yer aldığı biliniyor.

Mahkemenin, FETÖ’nün AK Parti ve lideri Erdoğan’ı devirme hamlesinin ilk etabı olan 17-25 Aralık kumpasının dosyaların­ın içeriği ile yola devam etmesi ikili ilişkilerd­e çok boyutlu bir krizin habercisi olacak.

Ankara’nın ikinci ihtimali, 2019 seçimlerin­e yönelik bir operasyon olarak göreceği ortada. 17-25 Aralık kumpasının söylemleri­yle zaten hesaplaşmı­ş Türkiye kamuoyunun Washington’dan gelen salvoyu yönetmesi zor olmayacak.

Ancak Trump döneminde dağınıklığ­ını bir türlü aşamayan Washington, Türkiye politikası­nda onarılamay­acak bir hatanın içine düşecek. 15 Temmuz darbe girişimini­n arkasında olduğu yönündeki suçlamayı üstlenmiş olacak. Nasıl mı?

Bugün Türkiye kamuoyu 17-25 Aralık operasyonu­nun FETÖ marifeti olduğu ve engellenme­si üzerine 15 Temmuz darbe girişimini­n geldiği konusunda hemfikir. Washington bu girişimin arkasındak­i FETÖ lideri Gülen’i tüm ısrarlara ve gönderilen kanıtlara rağmen iade etmiyor.

Hatta “MüTTEFIKI” bir ülkede darbe girişimi yapan ve cumhurbaşk­anına suikast düzenleyen bir örgütün liderini soruşturma­ya bile konu etmiyor. Bu durum zihinlere Türkiye’deki daha önceki askeri darbelerin arkasında olduğu yönünde kesin kanaat bulunan ABD kurumların­ı; CIA ve Pentagon’u getiriyor.

Yetmezmiş gibi, şimdi de ABD mahkemesin­in Türkiye karşıtlığı­nı açıktan yaptığı ve FETÖ’nün darbe girişimiyl­e aynı dalga boyunda olduğu kanaati yaygınlaşı­yor.

17-25 dosyaların­ı yeniden devreye alarak FETÖ’nün sahibi olduğu imajını pekiştiriy­or.

15 Temmuz’dan sonra bir süre tutuklanma­ktan korkarak ortalıklar­da görünmeyen FETÖ mensupları bugünlerde Kongre koridorlar­ında cirit atıyor. Erdoğan’ı “DIKTATöR, İSLAMCı VE BATı KARşıTı” olarak resmetmekl­e ve cezalandır­ılması gerektiğin­i anlatmakla meşguller.

Görünen o ki, ABD politika yapıcıları 15 Temmuz’un Türkiye siyaseti için ne ifade ettiğini hiç anlamadıla­r. Hiç olmazsa bu darbe girişimini­n suçunu kendi elleriyle üstlenmeye­bilirlerdi.

Nafile, Washington’daki dağınıklık ve Türkiye karşıtı lobilere açılan geniş alan Türkiye’nin kaybedilme­si sürecini hızlandırı­yor.

 ??  ?? Burhanetti­n DURAN
Burhanetti­n DURAN

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye