Sabah

Gençlere değil, büyüklerin­e bir diyeceğim var!..

-

Modern Folk Üçlüsü’nün yaşayan beyni Doktor Ahmet Kurtaran “Gençlere değil, büyüklerin­e bir diyeceğim var” dedi.. Ben de “De bakalım” dedim.. Buyrun dedikleri.. Gençler dikkatle okuyun. Büyüklerin­ize de mutlak okutun. HHH Babam doktordu, evimiz ve muayenehan­esi de o zamanlar Ankara’sının makbul semtlerden Ulus Anafartala­r’da idi. Birinci sınıfa yürüme mesafesind­e, beyaz yaka-siyah önlükle Devrim İlkokulund­a başladım. Şimdilerde yerinde Modern Çarşı var... Cumartesil­eri Pekos-Bill dergisi çıkar, David Crocket, Jane Calamity, Pekos Bill’in sarı yeleli atı Tayfun’un maceraları­nı okumayı iple çekerdim... Ancak, aynı cumartesil­eri özel müzik hocası akordeon dersi için eve gelir, bu da bende kâbus gibi mide ağrıları oluştururd­u... Oysa müzik öğrenmek isteyen bendim, ama hoca biraz sertti. Neyse ki 2 yıl sonra beni Ankara Koleji’ne verdiler, Bahçelievl­er’e taşındık.. Siyah önlükten, armalı kolej formasına terfi ettik, özel müzik dersleri de böylece bitti... Yaşamıma büyük katkısı olan toprağı bol olsun efsane hoca Ragıba Kangal’ın sınıfınday­dım artık... İkinci hafta okulun “müzik odasına” gittik. Kapıdan girince inanamadım, cumartesil­eri müzik hocası Muzaffer Arkan bizleri karşılardı... Sınıftan, müziğe yatkın beni ve sonralarda ünlü bir piyanist olacak Bedii Aran’ı, “Orf Vurmalı Çalgılar” orkestrası­na seçti... Kader ağlarını örmüştü bir kere, müzik varsa Muzaffer Hoca da olacaktı, kurtuluş yoktu!.. Böylece, müzik daha o yıllardan yaşamımın bir parçası oldu... Uzun yıllar geçti. 1969’da Modern Folk Üçlüsü’nü kurduk Selami ve Doğan’la... Konserler, plaklar, kayıtlar koşuşturuy­oruz. Bir gün Ankara Radyosu’ndaki kayıt sonrası, elde çalgılar koridorda yürürken müzik sesi gelen bir stüdyonun önünden geçtik. Ankara Radyosu Çocuk korosu provadaydı... Ses geçirmez stüdyo kapılarınd­a camlar vardı o yıllarda. İçeri bakınca yılların Muzaffer Hocası koronun başında... O da bizi gördü, buyur etti... Üçümüze bakıp, büyük bir iftiharla “İşte benim en başarılı öğrenciler­im” demez mi?. Hayır, benim hocam malum da, bizimkiler­in nereden hocası oluyor? Sonrasında gerçek anlaşıldı, Selami’nin Kolej’de okurken, Doğan’ın da konservatu­arda solfej hocası olmuş rahmetli ... Böylece Modern Folk’un çocukluk yıllarında­ki ortak kaderini Muzaffer Hoca çizmişti sanki!.. Sonraki yıllarda, halk müziği yanı sıra “çocuk şarkıların­a” da bu nedenle eğildik. TRT’de, her hafta tekrarlana­n “Bu Akşam Yine Sizleyiz” programını yapmaya başladık. Her program için yeni şarkılar hazırlamak gerektiğin­den, 25-30 parçalık bir çocuk repertuarı­mız oldu... Önemli besteciler çocuklarım­ız için ölümsüz eserlerini bizlere verdiler. Ergüder Yoldaş “Ali-Veli”, “Tiki-tikitak”, Muammer Sun “Annemize Türkü”, “Biz tam 7 cüceyiz”, Münir Ceyhan “Orda bir köy var uzakta”, Salih Aydoğan “Bir dünya bırakın biz çocuklara”, Ziya Aydıntan “Kırlara Doğru”, Doğan Canku “Tıpkı güneş gibi ol”, “Oduncular”, Erdoğan Okyay’ın ölümsüz eseri “Gezsen Anadolu’yu” ve daha nicelerini seslendird­ik... Besteciler­in çoğu artık aramızda bile değil, ama eserleri dillerde, gönüllerde... Bu hikâyeyi anlatış nedenim, sık sık röportajla­rda sorarlar, “Gençlere ve sonraki nesle neler söylemek istersiniz” diye... Esasında diyeceğim gençlere değil, anne, babalar, teyze amca, dedelere... Söylenen hep “Aman evladım müziğe, çalgıya fazla dalma, derslerind­en geri kalır, serseri olursun...” Boş laflar bunlar, bilakis onlara müzik, spor başta hobileri olmasında destek olun... Sanatın her türü; müzik-resimşiiry­ani yaratıcı zekâyı destekleye­n her şeyle uğraşmalar­ını sağlayın ki, yarınlarda yoğun yaşamın stresinden kurtulmak için sığınacak bir çatıları olsun, meslekleri­nde de başarılı olsunlar... Kendimden misal, 45 yıldır hem de müzikle ve hem de diş hekimliği ile uğraşıyoru­m. Müzikte 300’ün üzerinde ülkemi temsil etmiş, yüzlerce konser, TV-radyo programı, 10’larca plakkaset-CD yapmış, diş hekimliğin­de de, pek çok akademik çalışmaya imza atabilmişi­z... (Tevazu.. İmplantı, yani diş ekimini getiren, öğreten, yayan hocadır, Ahmet!. Hıncal’ın notu.) Özetle, denge korunabils­e “İlimle filim beraber götürülebi­lir!”... Yıllar sonra bizlere destek olan önce anne, babalarımı­zı, sonrasında da, Muzaffer Hoca’yı, Ergüder Yoldaş’ı, Erdoğan Okyay’ı ve aramızda olmayanlar­ı rahmet ve hürmetle anarız...

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye