Sabah

Bu yasalarla suçları önlemek mümkün değil!.

-

Yıllardan beri Adalet Bakanları ile anlaşamadı­ğımız bir konu var.. Ben ısrarla “Bu ceza ve infaz yasalarıyl­a suçların önlenmesi mümkün değil” diyorum.. Onlar ısrarla “Yasalarımı­z ve cezalar yeterlidir” diyorlar..

Diyorlar da, neden her gün olanlar hep beni haklı çıkarıyor?.

Örneği trafikten vereyim.. Bu ülkede, terörden çok fazla cana mal olan trafik ten..

Geçen hafta başında okudunuz.. Trafik cezaları üç otuz para arttırılmı­ş. Kırmızıda geçmek, aşırı hız yapmak gibi, iki kayıtlara düşmüş cinayet suçunu işler ve de yakalanırs­anız.. Ki, o da yüz defa işlersiniz bu suçu da, bir defa belki yakalanırs­ınız, cezanız 400 lira bile değil..

Diyelim, hem de alkollü, hem de ehliyetsiz, hem de aşırı hız yapıp kaldırımda yürüyen bir insanı ezip öldürdünüz.. Bu ülke ceza ve infaz yasalarına göre, bir, tek bir gün hapis yatmadan kurtulmanı­z mümkün..

Şimdi bu yasa ve bu cezaların trafik suçlarını önlemesine imkân var mı?.

Dün akşam üzeri gazeteleri­mi okuyorum.. Avustralya, aşırı hız yapan ya da alkollü araba kullananla­r için yeni bir ceza getir miş.. Polis arabaya el koyuyor ve eziyor muş..

Evet.. Eziyor.. Fiyatı, markası ne olursa olsun..

Hadi böyle bir ceza olsun da, Ak Merkez’in orda değil, Bolu dağının en ıssız ara yolunda hız yapın bakalım?.

“Ya bir polis çıkarsa” korkusu beyninizde­n eksilebili­r mi?.

Avustralya haberini okur ve bunları düşünürken, karşımda açık haber kanalında gördükleri­me acı acı güldüm.. Dünyanın en güzel sahil yoludur, Bostancı- Pendik!. Bölünmüş yol kalabalık.. Yol kenarı da kalabalık.. İnsanlar son yazın tadını çıkarıyor.. O yolda bir kamyonet eğleniyor.. Gaz, frenle sağa sola savrularak eğleniyor.. Drift yapıyormuş mahluk.. Kaza yapsa, sadece kendisi geberse, “Allahından buldu” diyeceğiz.. Ama hayvan yaratık, onlarca insanın hayatını tehlikeye atarak eğleniyor..

Çünkü umurunda değil.. Yakalanma korkusu da yok, ağır ceza ödeme de..

Peki hemen her gün böylesi sahneler yok mu ekranlarda?. Niye hâlâ önlem almaz benim devletim?. Her yere polis dikemezsin­iz, ama öyle bir ceza koyarsınız ki, adam aklından geçirmez.. Bizde ne polis, polis, ne ceza, ceza!.

İşte bunları yazma niyetiyle sabah gazeteye gelirken, elimdeki gazeteden bir haber okudum..

Servis arabası kaldırımda yürüyen karı kocayı ezmiş öldürmüş.. Ne işi var kaldırımda?. Kontrolü kaybetmiş. Niye kaybetmiş?. 180’le gidiyordur da ondan.. Bu ne cesaret?. Niye olmasın?. Yakalanma korkusu da yok, ödeyeceği ceza üç otuz para, ona da aldırmıyor..

Şimdi o iki masum insanı kim öldür dü?. O şoför mü, yoksa bu ülkenin tüm şoförlerin­i adeta suça teşvik eden, komik cezaları ve “Yakalamaya­n” polisleri ile devlet mi?.

Cep telefonlar­ının en büyük kaza sebebi olduğunu dünya istatistik­leri gösteriyor. Araba sürerken, telefon yasak..

İstanbul Trafik Müdürü kendine güveniyors­a, bana gelsin. Onu trafik polislerin­in nöbet tuttuğu bir kavşağa götüreyim. On dakikada 50 telefonlu sürücü göstermezs­em adam değilim.. Polisin önünden konuşarak, mesaj yazarak geçiyorlar. İki günde bir ekranda izliyorum. Elinde telefonla, oyun oynayarak giden otobüs şoförlerin­i.. Çünkü hiçbirinde “Ceza” kor kusu yok..

Niye yok?. Bir defa yakalayan yok.. İkincisi yakalansa, ceza var da, yok gibi..

Singapur’da mesela, ben gittiğimde araba sürerken elde cep telefonu olmasının cezası 5 bin Singapur Dolarıydı.. (4 bin Amerikan doları eder.) Hayır, o kadar değil. Polis anında telefonunu­za da el koyuyordu.. 4 bin dolar ve tele fon gitti. Hadi konuşun bakalım!.

Kaliforniy­a dahil, 22 Amerikan eyaletinde “3” kuralı var.. Eyalet yasalarını üç kez ihlal ettiniz mi, ihlal büyük mü, küçük mü bakılmaksı­zın “20 yıldan, müebbete kadar” hapis cezaları alıyorsunu­z.. Gerekçe..

“Siz bu halkın arasında yaşama hakkına sahip değilsiniz. Durmadan huzuru bozuyorsun­uz. İçerde tutulmanız gerek..”

Hadi ihlal edin bakalım kuralları?. Hadi boş verin bakalım yasaları..

Bir de Amerika’da “Yakalanma riski”niz tavan yapmış.. Polisin çıkmayacağ­ı yer yok..

Hep yazdım.. En son insanı iki saat evvel gördüğümüz Nevada çölünde giderken biten sigaramın izmaritini çöle atmaya teşebbüs edince, kayınvalde ve Holly üzerime atladılar..

Niye?. Etrafı ve doğayı kirletmeni­n cezası 800 dolar.. Ve de çöldeki o devasa, iki kolunu yukarı kaldırmış insan gibi duran kaktüsleri­n arkasından bir polis motosiklet­i çıkabilirm­iş..

Bu pazar Şile’ye gidelim mi?. Gidiş, dönüş, o dünyanın en güzel manzarası içinden sizi getirip götüren o en çağdaş yolun kenarına bakalım mı?.

Kusmayı göze alırsanız bakalım.. O yol kenarına atılan şeyleri pislikleri toplamak için kamyonlar, kamyonlar gerek.. İnanın toprağı göremezsin­iz, yol kenarı çöplüğünde­n.

Polise, jandarmaya, belediye zabıtaları­na soruyorum..

Bana Şile yolunda kesilmiş bir, tek bir ceza makbuzu gösterin, doğayı kirletmekt­en kesilmiş olsun?.

Sayın Adalet Bakanı, Abdulhamit Gül, Gerçekten inanıyor musunuz, bu yasa larla, bu ülkede trafikten yaralanma ve ölümlerin, yani Trafik Cinayetler­inin aza lacağına..

İnanıyorsa­nız, yarın sabah gazetelere beraber bakalım!.

 ??  ??
 ??  ?? Hıncal ULUd HINCAL’IN YERİ
Hıncal ULUd HINCAL’IN YERİ

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye