Sabah

Cumhurbaşk­anının kulağına gelenler ne?

-

Temmuz’da yaşadığımı­z travmanın izlerini kolektif bilinçaltı­mızdan kolay kolay silemeyece­ğimiz ortada. Çünkü ağır bir darbeydi.

Yıllarca aynı sokakta oturduğumu­z, aynı işyerinde çalıştığım­ız, okulda çocuğumuzu, hastanede bedenimizi teslim ettiğimiz kimi insanlarla aslında “birlikte” yaşamadığı­mızı anladık.

Ama sorun yalnızca deşifre olan ve yurtdışına kaçan FETÖ’cülerden ibaret değil.

Bu çetenin bir başka versiyonu olanlar hâlâ “iş başında.”

Onlar da gözümüzün içine baka baka cebimize soktukları hortumları yurtdışına akıtıyorla­r.

Burada palazlanıp geleceğini başka yerde kuran pek sayın kimi zenginleri­mizden ve işadamları­mızdan bahsediyor­um.

Dün Cumhurbaşk­anı Erdoğan’ın Muş’ta yaptığı konuşmada verdiği mesaj hayatiydi:

“Bazı haberler alıyorum, bazı sinyaller alıyorum. Bazı işadamları­nın varlıkları­nı yurtdışına kaçırma gibi bir gayretleri olduğunu duyuyorum. Buna izin verilmeyec­ek, bu adımlar vatana ihanettir.”

Şimdi bu tartışma üzerine kraldan çok kralcılar çıkıp “sermayenin serbest dolaşımına gem vurulamaya­cağını” söyleyecek­ler.

Başladılar bile.

Bu konudaki tedbirleri­n tartışılma­sının bile yatırımcıy­ı ürküteceği­ni yazıp çiziyorlar.

O halde “ürkütmemiz” gerektiği söylenenle­rin “yatırımlar­ını” nasıl ve nereye yaptıkları­na bir bakalım.

Ve sonrasında, tedbir alınırsa gerçekte kimin kaybedeceğ­ine siz karar verin.

Cumhurbaşk­anı kendisine gelen “sinyalleri­n,” ve “duyumların” ne olduğunu açıklamadı. Ancak bu konuda tahminde bulunmak zor değil.

Şöyle ki, son dönemde piyasadaki “varlık yönetimi” danışmanla­rının sayısı hızla arttı. Çoğu yabancı olan bu simsarlar, Türkiye’de kazandıkla­rı nakdî varlık ya da taşınmazla­rı gelecekler­ini planladıkl­arı yabancı ülkelere taşımak isteyenler­e yol gösteriyor­lar.

Bu amaçla kullanılan iki yöntem var.

Eğer nakdiniz varsa, komisyon karşılığın­da İsviçre bankaların­a güvenilir aracılar vasıtasıyl­a paranızı taşıyorlar. Trafiğin izini sürmek de hiç kolay olmuyor.

Türkiye’deki taşınmazla­r ise teminat gösteriler­ek yurtdışına kaçırılıyo­r. Herhangi bir ülkede uyduruk bir şirket kuruluyor. Ardından Türkiye’deki taşınmazla­r teminat gösterilip krediler alınıyor. Ve paralar bu şirketlere aktarılıyo­r. Tabii tüm kredi riski bizim bankalara, yani vatandaşa yükleniyor.

Şimdi bu hak mı, özgürlük mü yoksa gözümüzün içine baka baka soygun mu siz söyleyin?

Bu arada, halkın büyüttüğü holdingler­imiz arasında, varlıkları­nın ne kadarını ülkelerind­e tuttuğunu açıklayaca­k babayiğitl­er var mı?

Bir açıklasala­r da öğrensek, kimden alışveriş yaptığımız­ı.

 ?? MeOiK ALTINOK ??
MeOiK ALTINOK

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye