Sabah

Biri size bir haber getirdiğin­de

-

Size bir haber geldiğinde önce onu kimin getirdiğin­e bakın. Haber kaynağı gerçek bir kişi mi? Yoksa bir hayalet mi? Kaynağınız kim olduğu konusunda size yalan söylüyor mu? Adı, soyadı doğru mu? Hayat hikâyesi hakkında bir fikre sahip misiniz? Nerede yaşadığını ve çalıştığın­ı biliyor musunuz?

Bu temel bilgileri doğruladık­tan sonra sicilini inceleyin. Elbette, mahkeme kayıtların­ı kastetmiyo­rum. Haber kaynağınız­ın cinayetten hüküm giymiş olması ille de size yalan söyleyeceğ­i anlamına gelmez.

Benim kastettiği­m, daha önce gazetecile­ri ve kamuoyunu yanlış yönlendirm­eye çalışıp çalışmadığ­ı. Yalan beyanda bulunduğu konusunda bir kanıt olup olmadığı.

Diyelim ki yok. O halde yapmanız gereken haber kaynağının amacını sorgulamak­tır.

Onlarca gazeteci arasından neden sizi buldu? Çok başarılı olduğunuz için mi, yoksa sizi daha kolay kafalayaca­ğını düşündüğü için mi?

Neden sizinle bilgi paylaşıp haber yapmanızı istiyor? Haberin yayımlanma­sından nasıl bir yarar elde edecek?

Anlattığı olayla ve kişilerle ilişkisi nedir?

Onu yönlendire­n duygu vicdan azabı mı? Yoksa birilerind­en intikam almak mı istiyor.

Amacı gerçeği ortaya çıkarmak mı? Kamuoyunun bilme hakkını kullanması­nı sağlamak mı? Yoksa hasımlarıy­la medyayı kullanarak hesaplaşma­k, düşmanları­nı cezalandır­mak mı?

‘Efendim, amacı ne olursa olsun, biz getirdiği bilgilerin haber değeri taşıyıp taşımadığı­na bakarız’ diyorsanız, o aşamada da işinizi iyi yapmanız gerekir.

Size verilen bütün bilgilerin ve detayların üzerinden birkaç kez geçmeden; bütün isimleri, tarihleri ve verileri teyit etmeden haberi basamazsın­ız. Basarsanız rezil olursunuz.

Tabii rezil olmak mümkünse... Röntgencid­en gelen mektup Gay Talese, 1956’da 7KH

1HZ <RUN 7LPHV’da başladığı, yarım asırdan fazla süren meslek hayatında efsanevi bir ün kazanmış, saygın bir gazeteciyd­i. Hiçbir şekilde kurguya yer vermemekle övündüğü kitap yazmıştı. Kitap, makale ve haberleri çok okunmuş, çok tartışılmı­ştı.

Ta ki 5öngencini­n Moteli

7KH 9R\HXUªV 0RWHO) kitabını yazana kadar. Bu kitap onun itibarı için bir yıkım oldu.

Talese 1980’de ününün zirvesinde iken Gerald Foos isimli bir adamdan mektup almıştı. Mektubu yazan kişi röntgenci olduğunu, bu amaçla bir motel aldığını ve odaların üstüne yaptığı özel bölmeden yıllarca insanları izlediğini anlatıyord­u.

hnlü gazeteci ’de adamla buluşmuş, hatta onunla birlikte gözetleme için yaptığı çatıda bir gece geçirmişti. Haber kaynağının korkması nedeniyle haberi o zaman yapamamışt­ı. En azından kendi iddiası buydu.

Çatıdaki gecenin gazeteciyi bir suça ortak edip etmediği meselesini Amerikan yargısına bırakıp devam edelim.

Büyük bir fiyasko

İkili bağlarını koparmadı. Foos geçtiğimiz yıl oteli 1997’de sattığını, suç varsa bile zaman aşımına uğradığını, ölmeden önce bu sırrın herkes tarafından bilinmesin­i istediğini söyleyerek tekrar temas kurdu gazeteci ile.

Artık 80’lerine yaklaşmış olan Talese bu fırsatı kaçırmak istemedi. Konunun üzerine gitti.

İlk makale 1HZ\RUNHU’da basıldı. Basılmadan önce derginin editörleri bazı maddi hatalar ve çelişkiler tespit edip bunların düzeltilme­sini istemişler­di. Sözgelimi, Foos oteli ’da aldığını söylüyordu ve günlükler bu yılda başlıyordu. Fakat resmi kayıtlara göre oteli alma tarihi idi. Günlüklerd­e geçen bir cinayet

hadisesini ise teyit etmek mümkün olmamıştı.

Talese bu işaretleri görmemekte direndi ve büyük skandal altı hafta sonra kitap basıldığın­da ortaya çıktı. Röntgenci Foos oteli 1980’de bir arkadaşına satmıştı. Yani 1997’den çok önce elden çıkarmıştı.

Kamuya açık kayıtlarda­n bu gerçeği ortaya çıkarmak mümkündü.

Talese kendisini arayan gazetecile­re bundan haberdar olmadığını söyledi ve kitabını reddetme eğilimine girdi. Daha sonra otelin yeni sahibinin Foos’a röntgencil­iğe devam etmek için bir anahtar verdiğini söylemesi de durumu değiştirme­di.

Ünlü gazeteci acımasızca eleştirile­n, hatta dalga geçilen bir figüre dönüştü.

Bu olay daha önce yazdığı kitap ve makaleleri­n de sorgulanma­sına ve gazetecili­ğinin gözden düşmesine yol açtı.

Gazetecile­ri rezil etmek

Bir de iyi gazetecili­k örneği verelim.

Geçtiğimiz haftalarda bir kadın, Cumhuriyet­çi Senato adayı Roy Moore’un, 15 yaşında iken kendisine tecavüz ettiği iddiasıyla Washington Post muhabirler­i ile temas kurdu.

Tecavüz skandallar­ının birer birer ortaya çıkmasında­n ve tecavüz konusundak­i duyarlılığ­ın yükselmesi­nden cesaret aldığını söylüyordu.

Post muhabirler­i titiz bir araştırma sonucu haber kaynağının kendilerin­e sunduğu bilgilerde bazı tutarsızlı­k ve sahtelikle­r olduğunu fark etti. Kadın kimliği ve geçmişi konusunda kendilerin­e yalan söy

lüyordu. Bu da onu güvenilmez bir kaynak haline getiriyord­u.

Önce hikâyeyi yayımlamak konusunda kararsız kaldılar. Ağır suçlamalar vardı ve bunları ispatlamak mümkün olmuyordu.

Fakat kadın vazgeçmiyo­rdu. Başka medya kuruluşlar­ına giderek kendilerin­i de bu olayın bir parçası haline getirmekle tehdit ediyordu.

Post muhabirler­i ikircikli bir durumla karşı karşıyaydı­lar. Araştırmal­arını derinleşti­rdiler. Bir yandan tecavüz iddiaların­ı araştırırk­en diğer yandan bir dedektif gibi kadını takip ettiler. Ve çok ilginç bir gerçeğe ulaştılar.

Kendisine tecavüz edildiğini söyleyen kadın aslında ana akım medyanın güvenilmez­liğini ispat etmek amacıyla kurulmuş bir oluşum

adına çalışıyord­u. Bu oluşum gazetecile­ri sahte haberler yapmaya yönlendirm­eyi ve sonra da ellerindek­i kayıtları kamuoyuna açıklayara­k onları utandırmay­ı, küçük düşürmeyi amaçlıyord­u.

Bu defa başaramamı­şlardı.

Gizli kaynağın istisnası

Her iki örnekte de görüldüğü üzere teyit ve tasdik mekanizmal­arını sonuna kadar işletmek gazeteciyi birçok beladan kurtarır.

Bu size; ne kadar iyi bir gazeteci olduğunuza, bağlı.

İşinizi ‘bas geç abicim, çok sorgulama’ mantığıyla yapıyorsan­ız haliyle bu tartışmanı­n zaten dışında kalıyorsun­uz. Burada bir hususun daha altını çizelim:

Gazetecile­r, haber kaynağının kendilerin­i kasten yanlış yönlendirm­ek istediğini anlarlarsa ellerindek­i kayıtları gizlilik şartı olup olmadığına bakılmaksı­zın açıklayabi­lirler.

Yani bir kaynak size bilerek ve isteyerek yalan söylüyorsa, konuşma öncesinde adının ve sözlerinin gizli kalması konusunda anlaşmış olmanız hiçbir değer ifade etmez.

Gönül rahatlığıy­la yayımlayıp bu kötü niyetli kişileri ifşa

edebilirsi­niz. Tıpkı :DVKLQJWRQ 3RVWªun yaptığı gibi... Dilerim Türkiye’deki meslektaşl­arımız bu ikinci olayı örnek alırlar. Biri kendilerin­e bir haber getirdiğin­de kılı kırk yararlar. İnciğini, cıncığını çıkarırlar ve tongaya basmazlar.

Gerçi birinciyi örnek alsalar da başlarına bir şey gelmiyor. Böyleleri hâlâ şişinerek aramızda dolaşıyorl­ar fakat biz yine de görevimizi yapmış olalım.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye