Sabah

Türkiye’nin çıkarları mı, ABD çıkarları mı?

- okan.muderrisoJ­lu#sabaK.com.tr SMS OM yaz 1 ’ye J|nder. (1. 0 TL) MH 1 facebook.com/okanmuderr­isoJlu

Yazı tarihi, 25 Aralık 2 ! Yazıyı yazan, dönemin İstanbul Cumhuriyet Savcısı Celal Kara! Bu yazı üzerine bilirkişi tayin edilen kişi dönemin Bankalar Yeminli Murakıbı Osman Zeki Canıtez! Kara da Canıtez de FETÖ’nün özel yetiştirdi­ği isimler ve ikisi de firari!

Bir başka ayrıntı... Cumhuriyet savcıları, teknik konularda bilirkişi desteğine ihtiyaç duyabilirl­er. Bu amaçla ilgili kurumların üst yöneticisi­nden bir isim görevlendi­rmesini isterler. Detayların­ı inceleyece­ğimiz örnek olayda ise eski Savcı Kara, eski murakıp Canıtez’i, “re’sen bilirkişi” tayin ediyor. Yani, neticesi belli rapor hazırlatma­k üzere, “örgüt dayanışmas­ı içindeki ismi” sahaya sürüyor.

Raporun konusu, Halkbank’ın İran işlemleri! İnceleme talebinin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılı­ğı “Kaçakçılık ve Narkotik Suçlar Bürosu”ndan gelmesi dikkat çekici.

ABD Başkonsolo­sluğu çalışanı (tutuklu) Metin Topuz’un, “ABD Uyuşturucu İle Mücadele Dairesi”nin (DEA) İstanbul emniyeti narkotik irtibat görevlisi olması da düşündürüc­ü. Topuz ile 17-25 Aralık yargı darbesini tezgâhlaya­n kolluk görevlisi FETÖ’cü eski emniyetçil­er arasındaki irtibat ise artık sabit bir gerçek!

Sipariş raporda, kurgulanmı­ş bölümler, yığınla varsayım var. Temel mantığı ise FETÖ’cü savcı ve emniyet müdürlerin­in kurduğu tezgâha, finansal argüman sağlamak. FETÖ’cülerin gerçekleşt­irdiği dinlemeler­in kayıtları ise raporun ana dayanağı. Ki bunların ABD’deki mahkemeye de servis edildiğine kuşku yok. Buna rağmen, o tutanaklar­ın ABD hukuku açısından delil değeri olmadığı ama cezaevinde öldürülmek istenen Rıza Sarraf’a özel garantiler verildiği, sanık konumundan itirafçı (iftiracı) konumuna alındığı da ibretlik bir başka gerçek!

Hedef belli... Türkiye Cumhuriyet­i’ni itibarsızl­aştırmak. Ekonomik açıdan köşeye sıkıştırma­k. Türkiye’yi, Ortadoğu’da tavize zorlamak. Bu nedenlerle Cumhurbaşk­anımıza kadar uzanan baskı zinciri kurmak.

Bu vesile ile hatırlatma­kta yarar olan husus, nükleer programı yüzünden İran’a yönelik yaptırımla­rın niteliği. O yaptırımla­rın bağlayıcı kısmı Haziran 2010 tarihli ve BM Güvenlik Konseyi’nce alınmış. Türkiye bu yaptırımla­ra uyumu tartışılan bir ülke değil.

BM’den sonra AB ve ABD, BM’de eksik bıraktıkla­rı dosyayı tamamlamak üzere ilave düzenlemel­er yapmışlar. Nitekim ABD, Temmuz 2010’da ve daha sonra 2012 ve 2013’te ayrı ayrı yasalar çıkarmış. Özel şahıs, şirketler ve bankalara, “Bizim kısıtlarım­ıza da uyun. Yoksa ABD piyasaları­na girememe riskiyle karşılaşır­sınız” uyarısında bulunmuş. Demek oluyor ki Türkiye, uluslarara­sı genel yaptırımla­ra tabi ve bunlara uyumlu. Ankara, ABD’nin iç hukukunda geçerli düzenlemel­erle bağlı olmamakla birlikte hassasiyet göstermiş. Gelelim, o malum murakıbın bile raporunda yazmaktan kaçamadığı kritik Kususlara...

■ ... Gerek ülkemizin AB üyesi olmaması gerek ABD’nin tek taraflı yaptırımla­rına uyma zorunluluğ­umuzun bulunmamas­ına rağmen Türkiye’de faaliyette bulunan bankalar bahse konu yaptırımla­rı azami ölçüde uygulamaya çalışmakta­dır!

■ ... Halkbank yetkililer­i de İran’la gerçekleşt­irdiği işlemleri özen ve dikkatle yürütmekte olduğunu, bu doğrultuda kontrol noktaları tahsis ettiğini, personelin de bu bilinçle davrandığı­nı ifade etmiştir.

Kuşkusuz raporda, ABD istihbarat­ına ve yargısına malzeme teşkil eden iddia ve vurgular da söz konusu.

Lakin... Önemli olan husus, ABD çıkarların­ı mı Türkiye’nin çıkarların­ı mı esas alacağımız! Biz, Türkiye içinde mücadelemi­zi yapar, hesaplaşma­mızı sürdürürüz. Türkiye’nin, her türlü hain odağın kesişim noktasında NY’de, ameliyat masasına yatırılmas­ına ise asla müsaade edemeyiz!

 ??  ?? Okan MÜDERRİSOĞ­LU
Okan MÜDERRİSOĞ­LU

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye