Ona sırtını dönme
ilk yarı bitiminde içeri 2-0 yenik girdiğinde localardaki hakim görüş şuydu: “Futbolcular Tudor’u göndermek istiyor..”
Ben, “Neden böyle bir şey yapsınlar?” diye sorduğumda aldığım cevap ilginçti: “Tudor’un Beşiktaş yenilgisi sonrası ‘Oyuncuları tanıyamadım. Sahaya karakter koyamadılar’ diyerek faturayı oyunculara kesmesi takım içinde çok ciddi rahatsızlık yaratmış.” Galatasaraylı futbolcular soyunma odasında yaşanan hararetli tartışmalardan sonra ikinci yarı müthiş bir geri dönüş yaşadı. Fernando ve Gomis’in 5 dakika içinde attığı iki gol tribünleri de protestodan kurtarıp maçın içine soktu. Tudor’un tek hamleli Maicon’u çıkarıp Rodrigues’u oyuna alması 10 kişi kalan Akhisar’a karşı üstünlüğü de getirdi.
Tudor cesurca yaptığı Maicon hamlesini nedense Feghouli ve Belhanda’ya karşı yapamıyor.. Beşiktaş’ta Medel, Lens ve Negredo ile zaman zaman Oğuzhan kulübede oturuyor.. Fenerbahçe’de Valbuena, İsla ve Neto yedek kalabiliyor. Belhanda-Feghouli ikilisi yedek oturmaz diye bir kural mı var? Bu iki oyuncu Galatasaray’ın hızlı hücumlarına hep fren oluyor. Özellikle Galatasaray’ı oynatmak, oyunu yönlendirmek için alınan Belhanda’nın daha fazla sorumluluk alması için
Tudor baskı yapmalı. Maçın başında Mariano’nun sakatlanması büyük şansızlıktı ama Denayer’in bildiği yerde görev yapması Galatasaray’a pozitif yansıdı. Belhanda’nın attığı üçüncü gol öncesi Denayer’in topu auta çıkmadan ortalamak için gösterdiği çaba alkış aldı. Taraftarlar Muslera’ya destek veren bir pankart açtı. Ama Uruguaylı kalecide ciddi bir güven sorunu var. Beşiktaş maçında yediği hatalı golden sonra Akhisar’ın iki golünde de pozisyon hataları yaptı.
Galatasaray bu geri dönüşü yapamasaydı yönetim,
Tudor ve futbolcular ciddi bir krizin içine girerdi. Tudor’a bir uyarım daha var, Galatasaray’ın en önemli hücum silahı Rodrigues’dir... Bu oyuncuyla maça başlamamak, her zaman rakipler için avantaj olur.
Yani Tudor, Rodrigues’e sırtını dönmeyi bırakmalı ve hep
11’de kullanmalı.