TUDOR’A ÜST AKIL ŞART
Galatasaray da yeni kurulan bir takım olarak hala ligin zirvesinde lider olarak oturuyor. Yönetim, hocanın yan veya üst akıllarını geliştirecek hamleler yapmalı. Çünkü Galatasaray coşkulu ve iyi mücadele ediyor ama sisteme dayalı iyi bir oyun oynamıyor. Taraftar, kazanırken mutlu olsa dahi Tudor’un yetersizliği nedeniyle bir sonraki maça ‘benim takımım gelecek maçı kazanır’ rahatlığıyla bakamıyor. Yönetime önerim, Riekerink gibi Tudor’u da haftada bir gün medyayla buluşturmalı. Burada kurulacak diyaloglar Tudor’un da değişimine yardımcı olabilir. Yönetim, Tudor’un rakip kulübelerle kavga etmesini de engellemelidir. Çünkü yıpranan Galatasaray oluyor. Yönetim ayrıca Belhanda ve Feghouli gibi yıldızlardan daha fazla sorumluluk almalarını istemeli.
Maç öncesinde tribünlerin dolduğunu görünce “Helal olsun” dedim, “Bir taraftar takımına olan inancını ancak böyle gösterebilir.” Çünkü derbiden üç yiyerek dönen takımlarının arkasında duruyorlardı. Ama devre 2-0 bitip, “Yönetim istifa” tezahüratları başlayınca, bandı başa sarmak zorunda kaldım. Oradakiler aslında tabelayı destekliyordu. Tudor da zaten, “Tepkileri normal karşılamak gerekiyor, bu bizim işimizin gereği” açıklamasını yaptı. Beş dakikada iki golün gelmesi, takımın rüzgarına tribünlerin de katılmasıyla zor maç, güven veren bir galibiyete dönüştü. Ancak maç içindeki dönüşler, her şeyin iyi başlaması, sonra kötü olması ve sonucun iyi bitmesiyle, karışık duygular yaşandı. Sonuç şudur; sahadaki takımın nasıl oynadığı değil, kazanıp-kazanmadığı önemli. “Böyle oynasınlar, yenilsinler” diye kim söylerse, samimi bulmam. Taraftar beklentisine doğru bir iletişim kurmadığı sürece bu inişçıkışlı yaklaşım sürecektir.