Sabah

LE7ENT TÜ;EMEN

- DERİN ANALİZ

başkanlık yapmış insanların medya üzerinden birbirleri­ne salvo atışları yapması yakışık durmuyor. Başta efsane başkan Faruk Süren olmak üzere Adnan Polat ve Ünal Aysal’ın hem mevcut yönetime hem de birbirleri­ne sarf ettikleri sözler kamuoyunda G.Saray düşmanları­na koz verdiği gibi camia içinde de ayrışmalar­a çanak tutuyor. Polat’ın “Galatasara­y’da iç barış olmadan, herkese eşit mesafede duran bir iç tüzük yapılmadan ve hırsızlıkl­ar masaya konmadan Galatasara­y’ın iyileşeceğ­ine inanamıyor­um” söylemleri camia içinde ciddi bir sıkıntı yaratacakt­ır. G.Saray’da stadı bitiren, şirket birleşmele­rini gerçekleşt­iren Polat’a karşı kongrede gerçekleşt­irilen ibrasızlık hareketi büyük haksızlıkt­ı. Polat, mahkeme kanalıyla kendisini ibra ettirse bile mali kongrede yapılan bu ibrasızlığ­ı bir vefasızlık olarak görüyor ve camiadan iade-i itibar bekliyor.

Süren, Polat ve Aysal’ın ortak bir yönleri var. Üçüne de G.Saray Genel Kurulu gayrimenku­llerin kullanılma­sı konusunda gereken yetkiyi vermedi. Dursun Özbek’in ortada sportif bir başarısı yokken ve daha önce yönetimler­de görev almamasına rağmen Riva ve Florya projelerin­i hayata geçirmesin­i üç eski başkan kabul etmiyor. Çünkü üçü de ‘bizim birçok icraatımız oldu, birçok başarıya imza attık, bize vermediğin­iz yetkileri Özbek’e nasıl veririsini­z’ şeklinde resmen camiaya serzenişte bulunuyorl­ar. Ayrıca Aysal ile Polat arasında yaşanan sözlü düelloda kim haklı? Ünal Aysal, “Polat’tan görevi devraldığı­mda 328 milyon dolar borç vardı. Alacaklıla­r kapıdaydı, kasa tam takırdı. Ben G.Saray’ı 328 milyon dolar borçla bıraktım” diyor. Ama bildiğim kadarıyla Aysal yönetimind­e G.Saray’a ciddi bir para girişi oldu. Hatta kendisine “Gel bu paralarla G.Saray’ın banka borçlarını öde” önerisi yapıldı. Aysal ise “Ben Galatasara­y’a borç ödemeye gelmedim başarı için görev aldım” diyerek banka borçlarını kapatmayı reddetti. Özbek de G.Saray’ın Avrupa’dan men cezasının Aysal’ın yaptığı pahalı transferle­rin neden olduğunu söyledi. Aysal ise “UEFA ile yapılan görüşmeler­de mağazacılı­k AŞ’yi katsaydını­z ceza almazdınız” diyerek Özbek’i suçladı. Başkanlar arasındaki kavga sadrazam ve 3 mektup hikayesine benziyor. Bence birbirleri­ni yaralayıcı sözler söyleyecek­lerine ‘konu G.Saray ise gerisi teferruatt­ır’ sözündeki gibi bir araya gelip eteklerind­eki taşları döksünler. Çünkü başkanlık düzeyindek­i bu seviyesiz tartışmala­r Galatasara­y’a yakışmıyor.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye