Marjinalleşmek
MHKPHW BARLAS $1$ mXhalefet de, ikti dar kadar üretken olmalı. gfke ve nefret marjinallerin hâkim vasfıdır şimdi...
SABAH, FETÖ’nün kullandığı kripto yazışma programı ByLock’un yeni deşifre edilen içeriklerinde, 15 Temmuz hain darbe girişiminin ayak seslerini içeren önemli yazışmalara ulaştı. FETÖ’nün üst düzey imamlarının yazışmalarının ortaya çıkarıldığı bu deşifreye göre örgüt, askeri darbe sonrasında tutuklama listeleri oluşturmaktan, medya kuruluşlarına el koyup gazetecileri hapsetmeye kadar bütün ayrıntıları hesaplamış. El konulması düşünülen medya organlarının başında ise SABAH ve aHaber gibi FETÖ’nün ipliğini pazara çıkaran medya grubumuzun yayın organları geliyor.
Ortaya çıkarılan bu ByLock yazışmalarının en önemli özelliğiyse şu: 2015’in son aylarında ByLock içeriklerine ulaşılması üzerine Mart 2016’da FETÖ programı askıya aldığı için, ByLock’ta 15 Temmuz darbe planına ilişkin konuşmalar yer almamıştı. Bu son yazışmalar ise örgütün askeri darbe projesini ele vermesi açısından önem taşıyor.
AMERİKAN MAŞASI
Bir yazışmada “HE aleyhine (Hoca Efendi kısaltması olarak örgüt elebaşısı kast ediliyor) Allah korusun ABD karar verirse tüm dünyada işler ciddi sıkıntıya girer” ifadeleri örgütün Amerikan maşası olduğunu ele veriyor. Diğer yazışmalarsa şöyle:
“Geçen bahsettiğim bunları bir sabah toplayalım meselesini. Emniyet HE’ye (Feto) sunulması için proje haline getirip gönderdi.
■ Bence son gücümüzle bir çıkış yapmak lazım.
■ Emniyete kalsa asker girmeden biz bile hallederiz diyor. (Emniyet değil ordu içindeki FETÖ yapılanması bile halledemedi!)
■
Gözaltı olamayacakları güvenlik açısından ablukaya alacaksın.
■ İlk günü tüm medyaya kayyum.
■ Uçurumdan dönüldü, kaos bitti vs diye manşet atılacak.
■ Olmadı devlet benim kardeşim der geçersin
■ Asker demek biz demek şu an abi
■ HE istese olur (Darbe talimatının sadece Gülen tarafından verilebileceğinin bir delili.)
■ Bin kişi toplansanız sabah yeter.
■ Savcı verecek gözaltı kararlarını. Bir savcı yeter
■ Gerisi kolluk gücünün işi.
■ Bu çalışmayı detaylı yazıp gönderdim.
■ IŞİD vatana ihanet ve 17-25 Aralık. (MİT TIR’ları ve 17-25 Aralık operasyonunu Erdoğan’ın tasfiyesinde kullanacaklarını gösteriyor.)
■ Aynı saatlerde tüm medyaya da kayyım atanacak.
■ Hizmet bu sürecin tarafı değildir, bu tamamen hukuki bir davadır der geçeriz. (Örgüt, takiyeciliğinden ötürü yapacağı eylemi üstlenmeyeceğini burada da ele veriyor.)
■ aHaber Türkiye uçurumdan döndü kurtuldu vs haber yapacak.”
BYLOCK TAMAMEN FETÖ İŞİ
SABAH’ın ulaştığı belgelerde ByLock’la ilgili önemli teknik bilgiler de yer alıyor. Belgelerde “Mesaj içeriklerinde yabancı ülkede yaşayan bir yabancının sistemde olmadığı, mesajlaşan şahısların Türk vatandaşı olduğu belirtiliyor. ■ Fatih Çevre(39): eçilip iktidar olanlara nefrete varan ölçülerde sinirlenmenin tek ortak paydası “/aLklLk” olamaz. Menderes’e, Demirel’e, gzal’a sinirlenenler, aynı şekilde Ecevit’e de sinirlenmiyorlar mıydı? Bunlar bugün de aynı şiddetle Erdoğan’a sinirleniyorlarsa, bu “1eIreW koalLV\onX”na “$na mXKa leIeW” mi diyeceğiz? Marjinalleşme
Aslında kendi tarihimizi ve toplumumuzu tam olarak galiba tahlil edemedik. “$na görüş”ün merkeziyetçi ve ideolojik devlet tarafından oluşturulduğu dönemlerde, bu çerçevenin dışında kalan her eğilim, her toplum kesimi ve her kişi ya “MarMLnal” ya da “7eKlLkelL” olarak görülürdü. Oysa yaşanan çağı doğru algılayamadığı için devletin kendisi marjinalleşmekteydi.
Emperyalizme geçiş
Fransız İhtilali ertesinde milliyetçilik yükselen değer haline gelirken eski Avrupa imparatorlukları da “(mSer\alL]m” dönemine geçmekteydiler. Osmanlı İmparatorluğu ise çok dilli, çok dinli, çok uluslu eski model imparatorluğu, milliyetçiliğin yükselen değer olduğu dönemde korumanın imkânsızlığını anlayamadı ve “+aVWa $dam” konumuna düştü. “Modernleşme” sadece ordunun ıslahatı veya teknolojinin adaptasyonu zannedildi.
Dünün ilericileri
Osmanlı’nın 2’nci Meşrutiyet’indeki ve Cumhuriyet’in 1946 sonrasındaki çok seslilik sayesinde dünün marjinalleri bugünün temel eğilimlerinin mimarları oldular. Ama toplumların gelişme süreci birkaç kuşakta nihai noktaya ulaşamıyor. Bugünün Türkiye’sinde de benzer durumlar var. Bunlara bir örnek düne kadar modernleşmenin, demokratlaşmanın, Batılılığın, dünyaya açılmanın sözcüsü olarak algılanan ana görüş medyasının, sıradanlaşmasıdır. Anti-demokrat, içe dönmeyi savunan ve hatta militarist eğilimlerin, bu medya tarafından “Çağdaşlık” biçiminde sunulduğunu görmüyor muyuz? Dünün ilericilerinin bugünün gericileri konumuna düşmeleri, acıklı değil mi?
Yeni dönem marjinalleri
Amerikan İmparatorluğu’nun zirveden düştüğü, Rusya ve Çin’in yeni güç merkezlerini oluşturduğu, Ortadoğu’nun en yoğun biçimde vekalet savaşlarına sahne kılındığı bir dönemdeyiz. Bir stratejik ittifaktan çok boyutlu yeni ittifaklara geçmeye ve bu arada bütünlüğünü ve istikrarını korumaya çalışan Türkiye’nin ana muhalefeti de, iktidar kadar üretken ve çalışkan olmalıdır. Nefret ve öfke yeni dönemin marjinallerinin hâkim vasfıdır şimdi.
BAŞYAZI