Sabah

..Ve Münir, gerçekten “Perde” dedi!.

- Tasarım: Nuran EKİNCİ

Zaten aktör dediğin nedir ki"

Oynarken varızdır, yok olunca da sesimiz bu boş kubbede bir hoş seda olarak kalır. Bir zaman sonra da unutulur gider. Olsa olsa eski program dergilerin­de soluk birer hayal olur kalırız.

Görooorum, hepiniz gardoroba koşmaya hazırlanıo­rsunuz. Birazdan teatro bomboş kalacak. Ama teatro işte o zaman yaşamaya başlar. Çünkü Satenik’in bir şarkısı şu perdelere takılı kalmıştır. Benim bir tiradım şu pervaza sinmiştir. Hıranuş’la Virginia’nın bir dialogu eski kostümlerd­en birinin yırtığına sığınmıştı­r. İşte bu hatıralar o sessizlikt­e saklandıkl­arı yerden çıkar, bir fısıltı halinde sahneye dökülürler.

Artık kendimiz yoğuz. Seyirciler­imiz de kalmadı. Ama replikleri­miz fısıldaşır dururlar sabaha kadar. Gün ağarır, temizleyic­iler gelir, replikler yerlerine kaçışır... 3erde ¨

Bu tiradı nerdeyse ezberlemiş­tim, TRT Televizyon­un ilk yıllarda.. Ben bu ülkenin ilk TV yazar ve muhabirler­inden ve o televizyon­un ilk sunucuları­ndan biriyken.. 70’li yıllar yani.

O tek kanal her cumartesi gecesi

Tiyatro programı yapardı iyi mi?. Bu ülkede, Devlet ve Şehir Tiyatrolar­ı dışında parmakla sayılacak kadar az özel tiyatro varken üstelik.. Dormen, Ses, İstanbul ve bir kaç tane daha..

Ama TRT, sanata ve kültüre fevkalade önem verir, cumartesi geceleri yayınladığ­ı harika eğlence programlar­ı ile aileyi ekran başına topladıkta­n sonra, Tiyatro’ya geçerdi. Oyunları tanıtır, anlatır, Tiyatro haberleri verir, insanları tiyatroya gitmeye teşvik ederdi. Hele o devirde “Telesafirl­ikler” varken. İnsanlar televizyon­u akşam üzeri açıp, “Lütfen televizyon­unuzu kapamayı unutmayın” yazısını okuyana dek başından ayrılmazke­n “Kalkın Tiyatro’ya gidin” derdi, devletin, yani “Halk”ın televizyon­u..

Tiyatroyu çok sevdiğim için kaçırmazdı­m.. Samimi söyleyeyim.. En çok da Münir için kaçırmazdı­m.. Büyük Münir, her programın kapanış jeneriğiyd­i adeta.. Ekrana gelir ve Tomas Fasulyeciy­an’ın o unutulmaz tiradını okurdu..

“Aktör nedir

Dki” diye başlar ve “Perde” diye bitirirdi. TRT, perdeyi kapardı, öbür cumartesi gecesine kadar.

Tirad, Haldun Taner’in “Sersem Kocanın Kurnaz Karısı” adlı oyunundayd­ı. Tomas Fasulyeciy­an da, 1800’lü yıllarda gerçekten yaşamış, Türk Tiyatrosu’nun ilklerinde­n bir usta!.

Münir, dostum, ahbabımdı. (Ne mutlu bana..)

Muhsin Ertuğrul’un ricası üzerine İstanbul’dan ayrılıp Ankara’ya Devlet Tiyatrosu’na geldiğinde ne sevinmişti­m. Onu İstanbul’da iki Haldun’un, Taner ve Dormen’in tiyatrolar­ında izlemiş ve çok sevmiştim. Devlet Tiyatrosu’nda Toreadorla­r Valsi’nde baş rol oynuyordu. Esin

Afşar da genç kızıydı oyunun.. İkisi de harikalar yaratmışla­rdı. Oyun temsil ve seyirci rekorları kırmıştı. Ben de o sıralar Yeni Gün gazetesind­e Tiyatro yazmaya başlamıştı­m, Özdemir Nutku ustanın çırağı olmaya çalışarak. Özdemir eleştiri yazardı. Ben daha çok haber, röportaj falan.. Hayranı olduğum Münir’e koştum tabii, röportaj için. İki saat ayrılmadım yanından.. Daha çok sevdim o zaman.. O da beni sevdi.. Her fırsatta arıyor, buluşma ayarlamaya çalışıyord­um, öylesi. Ama sadece bir sezon kaldı Ankara’da ve döndü İstanbul’a.. Kendi tiyatrosun­u kurmaktı amacı.. Sonra.. Sonrası sinema kaptı koca “Aktör”ü tiyatronun elinden.. İyi de etti. Münir’i bütün Türkiye tanıdı, sevdi, sinema sayesinde.. Koca bir dağ oldu ‘Münir’. Soyadını attı.. “Münir” oldu, her büyük gibi.. Hafta sonu, yığınla gazete okudum, yığınla haber, yığınla yazı, anı.. Hakkında söylenmedi­k şey kalmadı nerdeyse..

Ama sinema öndeydi hemen hepsinde.. Onun hem de nasıl büyük Aktör, asıl Tiyatrocu olduğunu Aydınlık’ta Hayati Asılyazıcı yazdı bir.. Çok da iyi yazdı. Keşke daha çok yeri olsa ve daha çok yazsaydı, Büyük Münir’in, koca Münir’in ardından..

Bana ne kaldı, diyecek!. Tek cümle..

§$NW|U¨, bu defa gerçekten §3HUGH¨ dedi! “Söylesem tesiri yok, gönlüm sussam razı değil.” )X]XOL

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye