Amerika müttefik değil de uydu mu arıyor?
Yönetenlerin izledikleri yanlış politikalar, o ülkeleri krizlere ve hatta iç savaşa bile sürükler. Yabancı devletlerin o ülkeleri köşeye sıkıştırmak için koydukları eylemler ve tasarladıkları komplolar da, yönetenler ne kadar dirayetli olsalar bile ülkeyi krize ve iç savaşa sürükleyebilir.
Her şeyi gördük
Çok partili demokrasiye geçtiğimizden bu yana biz hem yönetenlerin hatalarından hem de dış güçlerin komplolarından doğan kriz türlerinin hepsini yaşadık... Askeri darbelere de, derin devletin yönetime müdahalelerine de, CIA-FBI güdümlü komplolara da tanık olduk. Son 15 Temmuz 2016 darbe girişiminde ise Amerika tarafından himaye edilen FETÖ’nün ne tür eylemlere imza atabileceğini gördük. BAŞYAZI
Dünya da güvenli değil
Ancak dünyadaki çarpıklıkların sadece Türkiye’yi etkilediğini düşünmeyelim. Örneğin Sovyetler Birliği’nin çöktüğü 1990’lı yıllar Soğuk Savaş’ın bitmesine olduğu gibi, global bir yumuşama ve barış havasının hem Avrupa’ya hem de dünyaya egemen olmasına yol açabilirdi. Ama öyle olmadı. Ve sanki Sovyetler Birliği’nin yerine Rusya geçmiş gibi bir gerginlik, sade Avrupa’yı değil bizim coğrafyamızı da etkiliyor.
Putin’in teşhisleri
Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin 2016’da bir Alman dergisine (Bild) verdiği demeçte, neden hâlâ gerginliklerin eskisi gibi devam etmesini şöyle değerlendirmişti...
“Avrupa’daki bölünmenin üstesinden gelmeye çalışmadık. 25 yıl önce Berlin Duvarı yıkıldı, ama Avrupa’daki bölünme giderilmedi. Görünmez duvarlar Doğu’ya kaydı. Bu da gelecekteki karşılıklı eleştiri, yanlış anlaşılma ve krizlerin zeminini hazırladı” “Kendimizi koruyamadık” “-Rusya o yıllarda ulusal çıkarları açıkça ilan edip aktif biçimde koruyamayarak büyük bir hata yaptı. Ulusal çıkarlarımızın arkasında durmayı başaramadık. Oysaki bunu en başında yapmamız gerekiyordu. Yapabilseydik dünya daha dengeli bir yer olurdu”
NATO Doğu’ya genişledi
“-Avrupa’yı gerçek anlamda birleştiren bir ittifak kurulmadı. Aksine NATO Doğu’ya doğru genişleyerek verilen tüm sözleri ihlal etti... Uluslararası hukuka ya da BM Sözleşmesi’ne dönülmesi yönünde hiç istek yoktu. BM ne zaman engel çıkarsa ‘modası geçmiş’ ilan edildi”
Erdoğan’ın kararlılığı
Bugünün yöneticileri Putin’in seslendirdiği gerçekleri görmezden gelemezler. Birleşmiş Milletler’in adeta buharlaştığı ve Amerika’nın kendisini “Tek güç” olarak gördüğü bu dönemde, her ülke kendi varlığını, bütünlüğünü ve istikrarını korumak için gereken kararlılığı sergilemek zorundadır. Amerika’nın “Müttefik” değil “8\dX” aradığını görmezden gelmek imkansızdır. Türkiye bu kararlılığı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yönetiminde tam olarak gösteriyor. Güç sarhoşluğuna kapılan acemi siyasetçi ABD Başkanı Trump’ın tweetleri, günümüz global ilişkilerindeki çarpıklığın kanıtları değil midir?