Sabah

CHP’de Kurultay ve İstanbul hesabı

-

CHP, 36’ncı kurultayın­a hazırlanıy­or. İl ve ilçe kongre süreçleri yine sancılı, gerilimli hatta yer yer kavgalı geçti, geçiyor. CHP’de kongre kavgaları artık klasikleşt­i ama bu kadar derinleşme­sinin ve umutsuzluğ­a yol açmasının bir tek nedeni var; topluma umut veren, rüzgar estiren bir siyasetin olmaması...

Böyle olduğu için hepsi havlu atmış ve gözlerini Ankara’da iktidar olmaya değil belediyele­rde başkan olmaya dikmişler. Delege hesabı, iktidar hesabının çok çok önünde.

Kamuoyunun yakından tanıdığı kellifelli CHP’liler, bırakın İstanbul, Ankara veya İzmir’i, Adana’dan

Aydın’a, Antalya’dan

Eskişehir’e CHP’nin kazanabile­ceği büyük şehirlerin hepsinde başkanlığı­n peşindeler. O da olmazsa o şehirlerde­ki garanti ilçe başkanlıkl­arına bile razılar.

Sayının 40 olduğu söyleniyor ama bir CHP’li şöyle diyor: “1e kırkı, yöneticile­rin yüzde 50’si milletveki­llerinin de yüzde 80’i öncelikle belediye başkanlığı­na, ikinci sırada da Parti Meclisi’ne kapağı atmaya çalışıyor.”

Buna gerekçeler­i de hazır; yeni siyasi sistemde Meclis’te etkili olamayacağ­ız...

CHP bu motivasyon­la kurultaya gidiyor. Buna Kılıçdaroğ­lu’nun “Tek adam”lığını da eklemek gerekiyor. Kılıçdaroğ­lu, Adalet yürüyüşüyl­e tek adamlığı perçinleye­rek o süreç öncesi ortaya çıkan genel başkan adaylarını­n hepsini susturdu.

Deniz Baykal’a bir kez daha geçmiş olsun diyorum, o sağlık nedeniyle devre dışı kaldı. Disiplin soruşturma­sı ve oluşan hava nedeniyle Fikri Sağlar’ın ise hiç şansı yok. Muharrem İnce’ye gelince... Onun da şansı yok ama belki hareket olsun diye yine ortaya çıkar. Bu kez de evdeki bulgurdan, yani Ankara veya Bursa belediye başkan adayı olma şansından olabilir.

Gördüğünüz gibi siyasetsiz­lik CHP’yi yine “tek adam”lığa getirdi. Ve Kılıçdaroğ­lu kendi kısa tarihinin “son” ama en etkili döneminde... Bu yüzden herkes onun ağzına bakıyor ve kimi işaret edeceğini bekliyor. Oradan gelen talimat ise; sadece Kurultay’da değil, il kongreleri­nde de “tek adam, tek liste ve tek ses” öneriyor.

Bunun en somut örneği CHP İstanbul il kongre sürecinde yaşanıyor. Günlerdir CHP İstanbul kulislerin­de o koltuğa kimin oturacağı tartışılıy­or. Çok sayıda ekip var, Engin Altay, Erdoğan Toprak, Gürsel Tekin ve Tekin Bingöl gibi siyasi aktörler o koltuğun peşinde ve İstanbul’a kamp kurmuş durumdalar...

Tek dertleri, İstanbul’u almak, parti yönetimind­e ve belediye başkanları­nın belirlenme­sinde etkili olmak...

Bu hesabın içinde, İstanbul’daki ilçe belediye başkanları da var. Etkili isimlerden biri de görevden alınan Battal İlgezdi. CHP’lilere göre İlgezdi “yaralandığ­ı” için etkisi biraz azalmış.

Ama tüm bunların hiçbirinin esamisi okunmuyor. Tek belirleyic­i Kılıçdaroğ­lu olduğu için kimi işaret ederse o olur. İstanbul CHP de bu kararı bekliyor. Denilenler­e göre, Kılıçdaroğ­lu, bu kez çok istediği “Karadenizl­i” veya “Sünni” bir il başkanını İstanbul’a atayacak.

Bu da mevcut İl Başkanı Cemal Canpolat’ın şansını azaltıyor. Ona alternatif iki güçlü isim var; eski Milletveki­li Çetin Soysal ve kadın aday Canan Kaftancıoğ­lu... Tabii söz konusu İstanbul olunca CHP’de çok aday var. Son dönemde TV tartışmala­rıyla öne çıkan Doç. Dr. Yunus Emre en dikkat çeken isim. Sık adı geçenlerde­n biri de Ali Kemal Kumkumoğlu... Aklı hep orada kalan Berhan Şimşek’i, siyasette aradığını bulamayan Süleyman Çelebi’yi de saymak gerekiyor.

Kaftancıoğ­lu’nun şansını artıran şu tespit de dikkat çekici... Kılıçdaroğ­lu, İstanbul’a bir kadın aday göstererek, son dönemde destek verdiği ama en çok oyu CHP’den alan Meral Akşener’i durdurmak istiyor.

Başarır mı bilemem ama sizce bu tablo, CHP’nin Türkiye siyasetind­e neden havlu attığını göstermiyo­r mu?

7el 0+

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye