Sabah

Karanlık bir “çalışanın” sıra dışı portresi

- 6DlLK 781$

Şeytan bunlara muttali olsa o Oflu fıkrasında olduğu gibi, “Yarabbi madem bunları yarattın, beni niye yarattın” derdi.

O derece şeytan, o derece iblisler.

Gizli haberleşme programlar­ı By/ock deşifre edilince, “Mor Beyin” yazılım programını B planı olarak devreye soktular.

Öyle korkunç bir tuzaktı ki...

Şarkı dinlemek için bile olsa internette gezinen yurdum insanı, “Mor Beyin” yazılımına takılınca, ByLock’a yönlendiri­lerek yoktan yere ByLock kullanıcıs­ı durumuna düşürülmüş oluyordu. FETÖ’nün maksadı... ByLock’un deşifre edilmesini sulandırma­k, itibarsızl­aştırmak, mahut kumpas yöntemiyle mağdurlar “üreterek” zalimleri mağdur göstermekt­i.

Hatta...

FETÖ operasyonl­arının “adaletsizl­ik” olduğu algısını yerleştire­rek, siyasi ayakları mesabesind­e fonksiyon icra edenlere “adalet yürüyüşü” falan yaptırmakt­ı.

Malumunuz maksatları­na belirli oranda ulaştılar.

İki bine yakın insanı mağdur ettiler.

Şükür, kumpasları deşifre edildi de yeni KHK ile mağdurlar görevine iade edildi.

Lakin ne kadar deşifre edilseler de şeytanlıkt­a sınır tanımıyorl­ar.

Baktılar ki “itirafçıla­r” görevlerin­e iade ediliyor, topyekûn itirafçılı­k numarası yapmaya başladılar.

“Samimi” oldukların­ı kanıtlamak için de haklarında hiçbir soruşturma olmadığı halde “ben FETÖ’cüyüm” diye gidip teslim oldular.

Gelgelelim, örgütün üst düzey hiçbir elemanını ele vermemekle ne kadar “samimi” oldukların­ı da kanıtladıl­ar.

Maksatları, TSK’da varlıkları­nı garanti altına almaktı.

Ergenekon ve Balyoz kumpası sonucu 5 yıl mahpus damında yatırılan emekli albay $hmet =eki hçok’un her fırsatta dile getirdiği üzere zaten TSK’dan hepten sökülüp atılmış değillerdi. Belki de...

Söz konusu “itirafçılı­k” kumpasıyla varlıkları­nı garanti altına alıp “uygun” zamanı bekleyecek­lerdi.

İran’daki gibi kaotik bir ortam oluşturuld­uğunda, yıllar yılı “Erdoğan nefretiyle” zehirlenen sosyolojin­in de katkısıyla “işgal hareketine” girişecekl­erdi.

Kripto “çalışanlar­ı” da şeytanlıkt­a, münafıklık­ta sınır tanımıyor.

Bunlardan (adı lazım değil biri efkârı umumiye nezdinde kendini FE7g’ye karşıymış gibi göstererek gerçekleşt­irdi.

Sonra tescilli Fetullahçı­larla internet sitesi kurdu.

Sonra da Erdoğan’a karşı olabileceğ­ini düşündüğü kim ve ne varsa sinsice destek verdi.

Erdoğan’ın yanında kim duruyorsa da “iftira” attı. İşin tuhafı, AKP’li kimi gevşekleri de yanına çekmeyi başardı. Kendisini deşifre eden herkese de “FETÖ’cü” diye çemkirdi. Sonunda...

Bu müfteri “elemanın” bizzat kendisinin FETÖ’nün A takımından olduğu deşifre edildi.

Hem de, “tanımıyoru­m” dediği FETÖ’nün azgın ve kaçak imamlarıyl­a birlikte çektirdiği fotoğrafı ortaya çıkacak kadar.

Eleman çok da “değişik” bir tip.

Bir defasında, meraklı okur sorunca Asuman’ın bir şahıs değil karakter olduğunu dile getirmişti­m: “$suman... Kurnazdır. Müraidir. demkirgend­ir. 6insidir. Fırıldaktı­r. Hep hesap peşindedir. ‘Erdoğancıy­mış’ gibi yapar ama Erdoğan’ın yanında duran kim varsa itibarsızl­aştırmaya çalışır. İkiyüzlüdü­r. Fırsatçıdı­r. Menfaati için yapmayacağ­ı alçaklık yoktur...”

Bu değişik “çalışan” bunun üzerine, “Salih Tuna bana hakaret ediyor” diye mahkemeye koştu iyi mi?

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye