Kadıya baskı yapan valiye ölüm cezası
MEŞHUR akıncı ailelerinden Turhanoğulları’ndan Faik Bey, devlete yaptığı hizmetler sadrazam tarafından takdir edilerek Rumeli Beylerbeyi yapılmıştı. Ancak beylerbeyliği esnasında Sofya’da geçen altı ayı adaletten uzaktı. Birkaç kişiyi mahkeme yapmadan astıktan sonra Sofya Kadısı Sencarî Muizüddin Mehmed Efendi’den idamlarla ilgili bir mahkeme hükmü vermesini ısrarla isteyip, kadıya baskı yaptı. Kadı bu baskı üzerine yola çıkarak, İstanbul’a geldi. Divân-ı Hümayun’da olup bitenleri anlatıp, beylerbeyinin yaptığı zulümleri yazılı olarak sundu.
Kadının bu ifadesi üzerine
Mirahur Osman
Paşa Rumeli Beylerbeyliği’ne tayin edilip, Faik Paşa azledildi. Sofya Kadısı da vazifesinden istifa etti. Kapıcıbaşı Şehbaz Ağa kapıcılar ile varıp Faik Paşa’yı yakalayarak, İstanbul’a getirdiler.
Faik Paşa, zengin olmasına rağmen, elindekilerle kanaat etmeyip halka zulmetmişti. Tarihçiler bu yüzden ecdadının şerefini yok ettiğini söylerler. Daha önce yine zulüm suçu yüzünden değnek cezasına çarptırılmıştı. Beylerbeyi olduktan sonra, kibri iyice artmış ve yaşı yetmişe varıp, aksakallı bir ihtiyar olmasına rağmen dini emirlere kulak asmayıp, halka zulüm ve âlimlere eziyet etmeye devam etmişti.
Dönemin padişahı Sultan İbrahim, beylerbeyi İstanbul’a getirilince 1644 yılının başlarında Topkapı Sarayı’nda Yalı Köşkü’ne inip Faik Paşa’yı Sofya kadısıyla yüzleştirip, ne olup bittiğini anladı. Faik Paşa, kadının zulüm ettiğini söyleyip, kendi yaptıklarını inkâr etti. Veziriazam beylerbeyini kurtarmak istedi, ancak Silahdar Paşa ile Cinci Hoca beylerbeyinin aleyhine çalıştılar. Faik Paşa, kendisinden önceki Beylerbeyi Dilaver Paşa’nın şahitliğine başvurulmasını istedi. Dilaver Paşa, kadının şeriata bağlı biri olduğunu, beylerbeyinin kadıya eziyet edip, halka zulmettiğini söyledi. Şeyhülislam Yahya Efendi’ye durum danışıldı. Şeyhülislam bunun katli vacip olalı otuz yıldır diye cevap verince padişahın emriyle Faik Paşa bostancıbaşı tarafından boğduruldu.