Bir filmde üç ders!.

Tamamen gerçek yaşamdan nerdeyse bire bir alınan “The Post” filmini, sinemayı seven, sevme yen herkesin izlemesi gerek.. İçinde üç önemli ders var çünkü..

1- Konusu hele meraklısı tarafından satır satır bilinen, baştan sona diyaloglara dayalı bir senaryodan, nasıl böyle nefes kesecek bir film çıkarılır?. Yönetmenlik dersi.. Steven Spielberg’den.

2- Gazete patronu nasıl olunur?. The Washington Post gazetesi patronu Katherine Graham’den.

3- Gazetecilik nedir, nasıl yapılır?. The Post’un Genel Yayın Müdürü, efsanevi Ben Bradlee’den..

1971’de başlayan olayları gün gün yaşadım gazeteci olarak. Filme konu olan “Pentagon Belgeleri”dönemini de.. Devamında Nixon’ın tarihte istifa eden ilk Amerika Başkanı olmasına yol açan Wartergate’i de..

Dahası.. 1987’de bir Washington seyahatimde, o efsane patron, o zaman Yönetim Kurulu Başkanlığı yapan Katherine Graham ile tanıştım. Birkaç gazeteci arkadaştık, The Post binasını merak edip görmek isteyen. Randevu alındı. Gittik. Bayan Graham bizi odasında kabul etti.. Müthiş etkileyici bir oda ve müthiş etkileyici bir kadın.

Pentagon Belgeleri / Pentagon Papers, Vietnam savaşı sırasında Milli Savunma Bakanı olan Robert McNamara’nın “Savaş analiz uzmanı” yollayarak hazırlattığı bir rapor.. Analizci, “Amerika’nın bu savaşta olmasına gerek yok. Kazanması da mümkün değil” diye yazıyor, 4 bin sayfalık raporunu. Ama McNamara, Başkanın (Lyndon Johnson) talimatına uyarak raporu saklıyor. Amerikan gençleri ülkelerin den binlerce kilometre uzaktaki bir umutsuz savaşa gitmeye ve ölmeye devam ediyorlar.

Uzman bu duruma tahammül edemiyor. Haberi The New York Times’a sızdırıyor. Times yayına başladığı gün, yayınına yasak geliyor. Times susuyor. Bunun üzerine uzman belgeleri bu defa Post’a sızdırıyor.

Hangi Post’a.. Zaten büyük rakibinin elindeki belgeleri öğrenen ve peşine düşen Ben Bradlee’nin Post’una..

Yasak konan bu belgeleri Post yayınlayacak mı, yayınlamayacak mı?.

Yayınlarsa, bu anlamsız savaş bitecek, ülkenin gençleri aptalca bir savaş uğruna ölmeye devam etmeyecekler.

Ama..

O sırada gazete, mali sorunlarla mücadele için halka açılmaya karar vermiş. Hisseler satışa çıkacak. Başkana kafa tutmak, mahkemelere düşmek, hisselerin satışını da düşürür, değerini de.. The Post batabilir. Yüzlerce insan işsiz kalabilir.

Kararı Bayan Graham verecek.. Üstelik yayından büyük zarar görecek McNamara Katherine Graham’in arkadaşı. Bayan Graham ona, “Bob” (Robert’in kısaltması) diyecek kadar yakın ve Bob ona, en sıkıntılı zamanlarda maddi manevi yardım etmiş bir aile dostu..

Ben Bradlee.. Genel Yayın Müdürü.. Dikkat ediyor.. Rakip Times’ın en ünlü muhabiri, haftalardır tek satır haber yazmamış. Önemli bir işin peşinde olmalı.. Ne peki.. Bir muhabirini New York’a yolluyor. “Öğren bakalım neyin peşinde” diye.. Gazeteciliğe bakar mısınız?.

Pentagon Belgeleri’ni öğreniyor. Peşine düşüyor ve Times yayını kesince, belgeleri elinde buluyor.

Yayınlamak için ölüyor. Ama karar, patronun..

HHH

Bu yıl Oscarlar’da çok adı geçecek filmde, patronu Oscarların gedikli adayı Meryl Streep oynu yor. İnanın tanıdığım Katherine Graham o.. Öyle oynuyor.

Ben Bradlee, Tom Hanks.. Söylemeye gerek var mı?. O da Oscarlık..

Steven Spielberg’in kendisi de, filmi de Oscarlık!.